Son Dakika Haberleri
Sığınmacılar yüzünden kaderi değişen talihsiz iki ülke ve hedef Türkiye!
Vadedilmiş topraklar meselesine gelince… 14 yıl önce kaleme aldığım bir yazı aklıma geldi. Yazının başlığı şuydu; Ya Suriye sınırını İsrail’e verseydik.
Kanunlar neden vardır?!..
Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye aracı ile giden vatandaşlarımızın (Avrupalı Türklerin) araçlarıyla işledikleri trafik suçlarına ait trafik cezalarını gümrük kapılarında ödemeleri hususundaki farklı uygulamalar sorun teşkil ediyor.
Türkiye'de hep bir seçim tartışması sürüp gider... Bugün de öyle oluyor! Elbette Türkiye'yi kimin yöneteceği hepimizi ilgilendirir.
Biz bu yeni tehlikenin ne kadar farkındayız? Artık bu coğrafyanın “yerlileri” için;
Osmanlıca Gazetedeki Resmin İstanbul’un kurtuluşundan sonra çizildiği değerlendiriliyor.
Türk Milleti; hali hazırda zaferlerini hatırlayıp konuşan ama buna karşılık yenilgilerini göz ardı eden bir millet olarak yaşıyor. Yarın ne yapar şimdilik onu kestiremiyorum. Çünkü Türk Milleti, her an hiç akla gelmeyecek süprizleri yapabilecek bir karaktere sahip. Türklerin elde ettiği zaferler, son yıllarda Türk’e hasım olanların elinde Türk’e karşı kullanılan bir oyuncak olmaya başlamıştır.
Ecdadımız, asırlar boyunca “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla eğitimden sağlığa; imardan fakir fukara hizmetlerine kadar oldukça geniş bir yelpazede sivil toplum çalışmalarına imza atmıştır. Geçmişte sivil toplum kuruluşları, topluma hizmet etmek adına daha çok vakıflar kanalıyla varlığını devam ettiren kuruluşlardı. Sivil toplum kuruluşları cumhuriyetten sonra rejimin baskısından dolayı bir süre örgütlenememiş, çok partili hayata geçtikten sonra vakıf ve dernek şeklinde daha çok ilim
"Aslan, ceylan, sırtlan ve zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir." Birbirine zıt partiler, AKP, CHP, MHP ve HDP yan yana koşuyorsa ülkeye yeni bir don; yani yeni bir anayasa biçildi demektir! Bu da ülke yanıyor demektir...” ana fikirli yazım üzerine takipçilerimizden Gökhan Aygün, “İyi de Arslan Bey bu donu kim biçiyor. Sonunda Türkiye nereye varacak? Vardığı yerde artık Türk milletinden söz edilebilecek mi?