Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlı’ğınca İstanbul'da Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı"nda yaptığı konuşmada "Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımıza adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir. Bizim rehberimiz de önderimiz de uğruna can vereceğimiz maşukumuz da sadece ve sadece O'dur. Rabbim bizlere Resulullah'ın izinde yürümeyi, onun hayatıyla, şahsiyetimizi inşa etmeyi, onun örnek ahlakıyla ahlaklanmayı nasip eylesin diyorum." dedi.

İlk bakışta masum bir cümle gibi görünüyor ama, "eğer benim emir komuta merkezim bana papaz elbisesi giyeceksin diyorsa papaz elbisesini giyer bu şekilde gider görevimi yaparım" diyen de Erdoğan'dır.

Emir komuta merkezinin yaşayan insanlardan oluştuğu belli... Herhalde o merkezde Hz. Muhammed'in de bulunduğunu kimse iddia edemez...

Öyleyse, uğruna papaz elbisesi giyilebilecek emir komuta merkezindeki rehber veya önder kimdir?

Meselâ Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığını hangi emir komuta merkezi tebliğ etmiştir?

Hz. Muhammed, Büyük Orta Doğu Projesi, eş başkanlığını onaylar mıydı?

***

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ"Hz. Muhammed'i örnek almakta samimi olsaydınız" diye başlayan ve "şunları yapmazdınız" diye devam eden cümlelerle bu konuşmayı eleştirdi.

Özdağ, “Bu listeyi çok uzatabiliriz. Aslında bu cümleyi, Hz. Muhammed’in izinden gittiğinizi düşündüğünüz için kurmadınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü reddetmek, ona olan gizleyemediğiniz nefretinizi, öfkenizi ifade etmek için kullandınız. Türk Milleti bin yıldır Müslüman. Son bin yılda, Anadolu’da İslam’a en büyük zaferi kazandıran kişi Atatürk’tür. En büyük zararı veren ise sizsiniz. Sizin döneminizde olduğu kadar hiçbir dönemde İslam’dan Anadolu’da bu kadar büyük bir kopuş yaşanmadı. Hiç bu kadar yüksek oranlarda deist ve ateist olmadı. Size önerim Atatürk ile daha fazla savaşmayın, çünkü yeniliyorsunuz. Millî birlik diyorsunuz ama Atatürk ile kavga ederek millî birliği sağlayamazsınız. Atatürk’e karşı kazanma şansınız yok." dedi.

***

Konuya dinî açıdan bakılırsa, Yaşar Nuri Öztürk'ün bir zamanlar çok sık gündeme getirdiği gibi Hz. Muhammed ve Atatürk ile ilgili en güzel sözü Pakistan’ın kurucusu Muhammed Ali Cinnah söylemiştir:

“Hayatımda iki büyük Müslüman bilirim. Birisi o dini tebliğ eden Hazreti Muhammed, diğeri ise İslam’ı hurafelerden temizleyen büyük lider Gazi Mustafa Kemal Paşa.”

Amerikan gazeteleri ise yıllarca Erdoğan modelini, haritasını değiştirmek istedikleri İslam ülkelerine örnek göstermiştir. ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman da “İslâm dünyasında reform ABD’nin en önemli stratejik girişimi ve Türkiye’nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir.” demiştir Erdoğan ise 2004 yılında Suudi Arabistan’da “İslâm Ortak Pazarı doğru değildir” diye görüş açıklamıştı!

***

Emekli Korgeneral Suat İlhan’ın tespitlerine göre “Atatürk devriminden yani 1920’den önce, bugün Batı dediğimiz medeniyetin elindeki topraklar, 25,5 milyon mil kare idi. 1993’te bu rakam 12,7 milyon mil kareye, yani yarısına düşmüştür.

DAĞA MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇABALARI YENİ DEĞİLDİR! DAĞA MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇABALARI YENİ DEĞİLDİR!

İslam dünyası ise 1920’de 1,8 milyon mil kare üzerinde egemenlik sahibiydi. 1993’te İslam dünyasının sahip olduğu topraklar 11 milyon mil kareye yükselmiştir.”

İşte, 1923’ten beri süren mücadeleyi, kimin kazandığı bu rakamlarla ortadadır. Avrupalılar, Amerikalılar, Atatürk adını duyunca, bu yüzden ifrit kesiliyor. Çünkü İslâm dünyasını, çökmek üzereyken ayağa kaldıran güç, Atatürk modelidir!

Atatürk, Türkiye’nin sigortası, Türkiye ise İslâm dünyasının en büyük güvencesidir!

***

Dinle siyasetin birbirine karıştırılarak sunulması, bir istismar yöntemidir. Hz. Muhammed Mustafa, bir peygamberdir ve İslam dinini tebliğ etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ise Türklerin bağımsızlık savaşı lideri ve devlet kurucusudur. İkisini kıyaslamak doğru olmadığı gibi, birini diğerine tercih etmek de yersiz, gereksiz ve faydasızdır. Hz. Muhammed'i reddetmek İslam'ı reddetmek olur, Atatürk'ü reddetmek ise millî devleti, hatta millî kimliği reddetmeye götürür. Yani biri dinsizliğe diğeri milliyetsizliğe sebep olur...

Editör: Kerim Öztürk