BU KADAR AÇIK GERÇEK İSTİSMAR. EDİLİYORSA ÜLKENİN MİLLİ UZLAŞI İKLİMİ NASIL KURULUR?

12 Ege Adası, 1911 Balkan savaşı bitimine kadar emaneten Lozan konferansı İle Osmanlı tarafından İtalya'ya verilmiş. Aynı ülke 1945'te Yunanistan'a adaları bırakmış. Uluslararası antlaşmalara göre, silahlandırılmaması gereken adalar Yunanlılar tarafından silahlandırılmıştır. 

"Adaları, Lozan'da 
CHP verdi" demek,  ya tarihi bilmemektir; ya da kasıtlı yalan sõylemektir.

Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923'te imzalandı.

CHP ise, bundan sonra 9 Eylül 1923'te kuruldu.

Örneğin Kıbrıs, 1878'de İngilizlere 2. Abdülhamit dõneminde verildi.

Fakat buranın yarısını bir CHP'li (Bülent Ecevit) geri aldı".(CS)

2003'ten bu tarafa DYP Koalisyonunda krize sebep olan Ege Kardak kayalıkları kavgasında Tansu Çiller'in "O bayrak iner o asker gider" sözleri krizin hafızalarda kalan sözleriydi. 

Maalesef o kayalıklar dahil olmak üzere (Kardak kayalığı Büyük Ada'nın üç büyüklüğündedir) 14 civarında adamız; Kabotaj hakkı gereği karasularımız olan ve 6 mil sınırları içinde olan Muğla ve Aydın illeri sınırlarında 14 ada göz göre göre Yunanlılarca fiilen işgal edildi. Bunu dünya biliyor... 

Buna rağmen Lozan Adalar polemiği, utanç verici bilgi kirliliği olarak siyasi istismar konusu yapılıp kamuoyu aldatılıyor. Yazıktır günahtır. 

Milli meseleler ucuz basit gündelik 
siyasetin malzemesi atılan çamuru olmamalıdır. 

Yukarıdaki kesin bilgiler bu ülkede hala az okuyan insan yığınları için bir mana ifade etmiyorsa yazık ülkemize! ama aşağıdan sorgulayan hesap soran yavrular dalga dalga geliyor; herkesi layık olduğu yere oturtacaktır.

Bu gerçekleri hatırlatmak, muhalefetin görevidir. Bu da nerede ise 
terörist hamiliğine soyunmuş PKK ve STK arpalıklarının oda ve sendikalarına çökmüş ara sokak dağ bayır savaşçısı, ana cadde sosyal medya basın yemleme barışçısı silahlı eşkıyanın özde sözde temsilcilerinin dili İle bazen ulusal gaz alan CHP ye kalmışsa; gerçekten ülkeye çok yazık oluyor. 

Ülke haklı eleştirilerini CHP ağzı İle ortaya koyarsa, asla toplumsal karşılık bulamaz. Muhalefet de iktidar gibi kamu görevi yapar; millet bu görevleri seçimde vermiştir.

Türk milletinin varlık ve beka davası herkesin şeref ve namusudur. 

Hiç kimse bu varlık şartının imtiyazlısı olabilir mi?


Sabri Şenel