Paris’te gerçekleşen terör saldırılarının ardından bizim Şarlilere bir haller oldu!.. Neyin yanında nerede durdukları belli değil... Van minitin farklı bir versiyonunu andırıyor fotoğraf. Bir öyle konuşuyorlar bir böyle .Söyledikleri ile icraatları her zaman olduğu gibi 180 derece ters. Zaten, Avrupalı da çözmüş bunları. Ahmet Davutoğlu’na, Fransa Devlet Başkanı Hollande’nin soğuk tavırları ile Alman Başbakan Merkel’in AB fırçası hâlâ ortada duruyor.

Her defasında söylüyorum; en hafif tanımıyla, saltanatları uğruna ateşle oynamaktan çekinmeyen kifayetsiz muhterislerin oyuncağı olduk. Canımızla, kanımızla, malımızla ağır bedeller ödüyoruz ve daha da beterleri için geri sayıyoruz.

Hafta başında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, açıktan uyardı;  “Öyle bir noktaya geldi ki terör örgütlerinin uyuyan hücreleri artık Türkiye’de konuşlanıyor. Uyuyan hücrelerin yuvası olduk”  diye.

İroni yaptı herhalde Kılıçdaroğlu. Uyumayan terör örgütünün nasıl pervasızca cirit attığı ortada iken...

Şaka gibi sözde devlet adamları, aklımızla alay ediyorlar. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu kabin ekibine açıklama yapmış yabancı savaşçılar hakkında; “şu ana kadar bin 165 kişiyi sınır dışı ettik. 7 bin 250 kişiye de giriş yasağı koyduk”  diye.

Şarliler, Avrupa ile  “istihbarat kopukluğu”ndan da devamlı şikayet ediyorlar.

Şöyle yakın zamana dönük medya taraması yapın. Onca karartmaya rağmen, bakın kaç tane  “IŞİD militanları falanca hastanede tedavi edildi”, “ambulanslarla taşınan IŞİD militanları”,  “El-Kaide’ye Türkiye’den giden silahlar” haberleri

okuyacaksınız.

Olup bitenleri yeterince kavramak için öyle derin istihbarat bilgilerine pek de ihtiyacımız yok. Fakat, ben size bizim Şarlilerin ülkeyi nasıl itibarsızlaştırıp terör bataklığına çevirdiğine dair çarpıcı bir not ileteyim. Fransa’daki terör saldırılarından önce istihbarat kuruluşumuzda görev yapan bir üst düzey yetkilinin ağzından şöyle işitmiştim;

“AB ülkeleri kendi vatandaşlarından IŞİD’e katılanları Türkiye’ye soruyor. Türkiye ’bizde yok’diyor. Bunun üzerine de hangi Türk hastanelerinde tedavi olduklarını, Türkiye’de çeşitli adli işlemler altında bulunduklarını ve bunların hücre evlerinin adreslerini verip iadesini istiyor. Ama Türkiye bunların ülkede olmadığını söyleyip geçiştiriyor.”

Bırakın sınır illerini Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyük illerde tedavi edilen, lüks otellerde sefa sürdürülen sadece IŞİD değil, PYD’li, ÖSO’lu teröristleri sokaktaki si-mit-çi bile biliyor.

Onun için, ey AKPperestler ve Tayyipperestler; Hollande, Davutoğlu’nu neden öpmedi diye boş yere ağlaşıp durmayın!..

İstihbarat kurumumuzun üst düzey bürokratını dinlerken aklıma bebek katili Öcalan’ı Suriye’de kovaladığımız günler gelmişti. Bizim o zamanki devlet adamları Öcalan ve katil sürüsünün inlerini kapı numarasına kadar Hafız Esad ve Suriyelilere bildirir onlar da her defasında  “Araştırdık yok öyle bir şey”  diye cevap verirlerdi.

Esasında, tabloyu daha net görebilmek için derin devlet bilgileri haricinde açık kaynaklara bakalım;

20 Mart 2014’te Niğde-Ulukışla yolundaki katliamı hatırladınız mı?

Hani şu, 3 Avrupa uyruklu şerefsiz IŞİD militanının 1 askerimizi,1 polisimizi şehit edip bir de sivil vatandaşımızı öldürdüğü kanlı günü!..

Sonra da mahkemede  “Türk askerlerini öldürdüm sevap işledim”  diyen alçakları..

Rutin yol kontrolü sırasında fark edilmeselerdi o zamanki istihbarat raporlarına göre; büyük illerimizin birinde kanlı bir patlama gerçekleştireceklerdi.

Ne oldu bu tosunlara?..

Sincan Cezaevi’nde tam bakıma aldık. Aynı bebek katiline yaptığımız gibi..

Neredeyse bir yıl oluyor, şerefsizler suçlarını itiraf ediyor ne hikmetse bizim mahkemeler hâlâ bir karar alamıyor..

Musul Başkonsolosluğumuzdaki rehinelerin kurtarılmasındaki gizemi de pas geçelim.

Reyhanlı patlamasını da çok çabuk unuttuk değil mi?..

11 Mayıs 2013’te 52 ölü 146 yaralı verdiğimiz o acı günü...

Failler ve yargılamalar hakkında ulaşabildiğiniz bir sonuç bilgisi veya kırıntısı var mı?..

Tayyipperestlere buradan bir kez daha sesleniyorum;

Neyin kafasını yaşıyorsanız!..

“Yeni Türkiye”  diye istediğiniz algı operasyonunu da yapsanız... Tezgahlarınızı yutturmak için bırakın tarihteki 16 Türk askerini, Dedem Korkut’u bile canlandırsanız;

Yemez!..

Çünkü;Yeni Türkiye değil, yeni Suriye ortada kabak gibi sırıtıyor.

Hem de yeni Hafız Esad’ı ile...

Bana inanmadıysanız bebek katili Öcalan’a sorun... Hafız Esad’ları en iyi o bilir!..