Hedefe ulaşmak için feda edemeyecekleri hiçbir şeyin, hiçbir değerin olmadığını biliyor ve söylüyorduk. O kadar ileri gittiler ki, Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ülkenin varlığını ve birliğini dahi feda ettiler. Meclise sevk edilen ve genel kurulunun baskı altına alınarak tatile girmeden önce çıkarılması için her şeyin yapılacağı anlaşılan tasarı, PKK ile kurulan şeref masalarında hazırlanmıştır ve kanunlaşması halinde ihanet, yasal ve legal bir zemin kazanacaktır. 

 

Masayı artık Ankara'da kuruyorlar 

Oslo görüşmelerinin ortalığa saçılmasından sonra işin bu notlara geleceğini görmüş ve "Türk milleti bu ihanete gerekli tepkiyi göstermez ve AKP'ye onay verirse, artık yurt dışına gitmelerine gerek kalmaz. Masayı İmralı'da veya Ankara'da kurar, bu bölüşme görüşmelerini açık ve aleni şekilde yaparlar" demiştik. Geldiğimiz nokta tam olarak budur. Türk milleti AKP'ye üçüncü defa iktidar vererek intiharı seçti. Ve şimdi acı ve ağır biçimde sonuçlarını yaşıyoruz. Masayı artık İmralı'da, Ankara'da kuruyor. Bu tasarının kanunlaşması ile birlikte önlerinde hiçbir engel kalmayacak. Bebek katiliyle görüşmeler resmi hale gelecek. Zaten parti genel merkezine çevrilmiş olan İmralı, çok daha ileri gidecek ve AKP üzerinden ülkenin kaderine hükmedecektir. Sonrasında da sıra bu katilin salıverilmesine gelecektir. 

 

Bebek katili daha da azacak 

PKK uzantısı HDP'liler boşuna bebek katilinin bir yıl içinde Diyarbakır'da meydanlara çıkacağını söylemiyorlar. AKP'den aldıkları teminatla bu cüreti gösteriyorlar. Nitekim, meclise sevk edilen tasarı bebek katiline yeni bir sıfat kazandıracak, elini güçlendirecek ve daha belirleyici konuma getirecektir. AKP'nin bebek katiline bu imkanları sağlaması sinsi planın yeni halkasıdır. İmralı canisi böylece örgüt üzerindeki etkisini arttırıyor. Tek belirleyici hale geliyor. AKP'de Kandillilerle, siyasi uzantılarıyla pazarlık yapmak ve her birini ayrı ayrı ikna etmek yerine bebek katiliyle yetiniyor. Alan razı, satan razı. Cani istiyor, AKP veriyor. Sonra da çıkıp hiç utanmadan, bunun bir milli birlik ve kardeşlik olduğunu söylüyorlar. 

 

İhanetin engellenmesi hak ihlaliymiş 

Şu tesadüfe bakınız ki, AKP'nin bebek katiliyle Cumhurbaşkanlığı masası kurup, yeni ve ileri teslimatlar yaptığı bir sırada Anayasa Mahkemesi'nden de paralel bir karar geldi. Yüksek Mahkeme caninin kin ve ihanet kitabını basılmasının engellenmesini bir hak ihlali sayıyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmış bir katilin, kaldığı yerden devam etmesi ve hedefine ulaşabilmesi için yayın yolunu kullanması hak ihlaliymiş. Yani, bu caninin yakmak, yıkmak, adam öldürmek, karakol basmak, toplu katliamlar yapmak, tehditler savurmak ve böylece ülkeyi bölme hedefine ulaşmayı istemek gibi bir hakkı varmış. Yazdığı kitabın bunları savunmak, yaymak ve hayata geçirmek dışında bir anlamı ve hedefi olmadığına göre, buna onay vermek, ihanete ve bölünmeye zemin hazırlamaktır. 

 

Hiçbir şey tesadüf değil 

MHP'nin tespitlerinin, öngörülerinin ne kadar doğru ve haklı olduğu bu kararla birlikte bir defa daha ispatlanmıştır. Hiçbir şey tesadüf değil. Bu karar Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının niye kurulduğunu, bu davalara savcı olanların, aslında neye ve kime hizmet ettiklerini de kesin biçimde ortaya koyuyor. O kumpaslar kurulmasa, o davalar açılmasa ve sonuçta AYM kahraman komutanlar hakkında bu kararları vermeseydi, bebek katili için çıkan karara da zemin hazırlanamazdı. Bu kadarla da kalmayacağı ve bebek katilinin dışarı çıkabilmesi için yeni gerekçelerle yeni başvurular yapılıp yeni kararlar çıkarılacağı anlaşılıyor. 

 

İkisi de aynı şeyi söylüyor 

AKP kan ve can üzerinden bir kirli oyun oynamış ve sonucuna yaklaşmıştır. Geriye baktığımız zaman PKK'nın yeniden niye canlandırıldığı, nasıl azdırıldığı ve bu noktaya getirildiği daha net görünüyor. Bugün artık AKP yanaşmaları ve PKK sözcüleri aynı şeyleri söylüyorlar. İkisi de Barzani'yi övüyor ve ona benzemeye çabalıyor. İkisi de bebek katilini muhatap alıyor ve onun verdiği yol haritasına göre hareket ediyor. İkisi de bölünmenin alt yapısını paslaşarak tamamlıyor. İkisi de "Kürdistan" diyerek adını koyuyor. İkisi de, PKK'nın Irak ve Suriye uzantılarının tamamlanması için her türlü yardım ve desteği veriyor ve böylece 4 parçalı "Büyük Kürdistan" hedefine bir adım daha yaklaşıyor. İkisi de, "kendi kaderini tayin etmek Kürtlerin hakkıdır" diyerek, bölünmeyi hazmettiriyor. İkisi de "Sivas'ın ötesi" diyerek sınır çiziyor. Tek yumurta ikizi olmak böyle olur. 

 

Rahmet yerine ihanet 

AKP yanaşmaları ve beslemeleri dahil, bugün artık herkes bu gidişin sonunun bölünme olacağını fark etmiştir. Buna rağmen bu yolda devam edilmesini istemek, bu ihanete ortak olmaktan başka bir şey değildir. Şu vahameti bakınız ki, AKP mübarek ramazanda dahi rahmet yerine ihanete yol vermiş ve zirve yaptırmıştır. Daha önceki birçok örneğinde olduğu gibi PKK'ya çifte bayram yaptırma hazırlıkları tamamlanmıştır ve söz sırası meclise gelmiştir. Yine tekme ve yumruklar dahil, genel kurulun ağır bir baskı altına alınacağı ve bu ihanetin tamamlanacağı anlaşılıyor. Bunu anlamak da, onaylamak da, kabul etmekte imkansızıdır. Bu düzenleme ülkenin varlığına ve birliğine konulmuş bir dinamittir. Şehitlerimize yapılmış büyük bir hakarettir. Şehit analarına, yakınlarına yeni acılar yaşatmaktır. Eğer bunlar yapılacak, bebek katili muhatap alınacak, ülkenin bölünmesinin önündeki engeller kaldırılarak bu ihanet güruhunun hedefine ulaşmasın sağlanacaksa, bu kadar şehidi niye verdik? Bu şehitlerin iki eli ebediyen yakanızda olacaktır.