Açıklamadaki “birlikler bölgelerine döndü” ifadesi ilginç...
Olayın nerede geçtiğini bilmesek, birliklerin yurt dışında bir operasyon yaptığını ve görevlerini tamamladıktan sonra üslerine döndüğünü zannedeceğiz!
Açıklamada, olay yerinde “aralarında PKK’lı teröristlerin de bulunduğu 200-250 kişilik bir grubun roketatar, piyade tüfeği ve el yapımı patlayıcı maddelerle silahlı saldırıya geçtiği” de belirtildi.
Yani hepsi terörist kabul edilmiyor! Teröristler grubun içindeymiş...
***
PKK artık bölgede vergi topluyor, terörist heykeli dikiyor, HDP’li belediye isyancı Şeyh Sait’in adını, idam edildiği meydana veriyor ama TSK, hükümetin açılım politikası gereği üslerinde bekliyor.
Terörist heykeline yapılan operasyon ise mahkeme kararını yerine getirmek için... Bu yapılırken de askeri araçlar, PKK ateşi ile tahrip edilebiliyor! Yani terör örgütünün, heykeli dikmesi, heykel etrafında güvenlik tedbiri alması, mahkeme kararına kadar seyrediliyor!
AKP iktidarının Açılım koordinatörü Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise “Oluşacak yeni heyetimizin Kandil’le de direkt görüşmesini ben arzu ediyorum. Hem MİT hem Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’ndan oluşacak heyetimizin...” diyor!
Atalay terörist heykeli konusunda da “Aniden bir heykel olayı çıktı Lice’de. Bir iki gazete hemen ertesi gün haber olarak veriyor bunu. Tabii kabul edilebilir bir şey değil. Mülki idarenin de konuyla ilgili fazla bilgisi yok. Esas bilgisi olması gereken jandarmadır ama onların yeterli bilgisi yok. Bilgi olunca gereken yapıldı tabii. Sürece provokasyondur bu” diyor.
Ne yapsaydı gazeteler? Terörist heykeli dikildiği haberlerini saklamaları mı gerekiyordu? Sonra, jandarmada görev yapacak hal mi bıraktınız? Terörle mücadele eden subayları Ergenekon, Balyoz veya Casusluk davalarında ne duruma düşürdünüz? Yapılan işin milli orduya kumpas olduğunu itiraf etmediniz mi?
Başbakanınız da bu kumpasın savcısı değil miydi? Şimdi jandarmadan ne bekliyorsunuz? Veya TSK’dan...
TSK, bayrak indirilen Hava Kuvvetleri’ne ait komutanlığı NATO’nun projesine göre Diyarbakır’dan kaldırmadı mı? Böylece Türkiye’nin bölgede geniş bir hava harekatına girişmesi imkânsız hale gelmedi mi?
Uçaklar Eskişehir’den havalanacak, Irak veya Suriye’den yönelen tehdidi bertaraf edecek ve geri dönecek! Bunun için her uçak ne kadar yakıt taşıyacak? Havada yakıt ikmali mi yapacaksınız? Bunun için yeterli donanımınız var mı?
***
Diğer taraftan Bild gazetesinin, Almanya’nın, Türkiye’yi 2009’dan beri dinlediğinin ortaya çıkmasıyla ilgili haberinde “Türkiye, MİT kanalıyla radikal İslamcı gruplara silah ve lojistik destek veriyor” ifadeleri yer aldı.
Kısacası Alman istihbaratı, beş yıldır AKP iktidarının bölgede giriştiği bütün gizli operasyonları kayıt altına almış durumda!
Yani sadece AKP iktidarını değil Türkiye’yi çok zor durumlara düşürebilecek asıl bomba kasetler Almanya’nın elinde! Hem bu kasetler sadece telefon dinlemesi değildir. Zira Yaşar Büyükanıt’ın “BBG evi gibi teröristleri takip edebiliyoruz” dediği gibi Almanya’nın elinde de herhalde bu teknoloji vardır. Türkiye’nin bu teknolojiden kısa dönemler halinde faydalanması, ABD’nin jesti ile mümkün olabiliyordu. Almanya ise Tayyip Erdoğan’ın bütün faaliyetlerini görüntülü olarak kaydetmiş olabilir!
Türkiye’nin 12 sene içinde getirildiği duruma bakın?