Şimdi oradan dönüldüğü havası var. Devlet Bey’in desteği bu ayrımcı dili baskılamış gibi görünse de. dikkatli bakan bir göz dönülmediğini görür. Teröristlerle açık pazarlık bırakıldı, üzerlerine gidildi fakat ana fikirden dönülmedi. Örnek derseniz çok. Mesela, söylediğim iki yanlış uygulamadan dönülmesi gündeme bile getirilemiyor: “Ne mutlu Türküm diyene” denemiyor ve Andımız’a karşı tavır alış hala iktidarımızın kırmızı çizgisi halinde. Pkk, Hadep, Hedep tamam da, bu şartlarda onlar da bahane. Dinciliği benimseyen kafalar onlardan daha şiddetli bir Türk antipatisiyle maluller.

Hendeklerde kaybettiğimiz yüzlerce yiğidimizin, kozmik odaya girilerek deşifre edilmek suretiyle canlarına kıyılan halk içinden kolluk kuvvetlerimizin hesabını kendimize vermedik. Hatta konuşmadık, konuşturulmadık. Aşacağımız, bu düşünceye konan ve temel tercihlerimizi dinamitleyen anlayışları konuşturmayan yasakçılıktır. Böyle bir yasakçılıkla battıkça battığımızı göreceğiz.

Türk tarihi Türk tarihi

Yönetenleri, girdikleri çıkmaz yoldan çıkarmanın yolunu yaşattıkları yıkımlar göstermediyse hiçbir şey gösteremez görüşüne hak vermekle beraber, tamamen ümitsiz vak’a olduklarına hükmedilemez. İyi niyetliler vardır. Kananlar ve uyanacaklar vardır. Nihayet, devlet geleneğinin kırıntıları bile kalsa tepedekileri zorlayacaktır. Olmazsa da bu at, sırtındaki binici olmayan biniciyi atar. Her ikisi de boş bir ümit sayılmaz.

Yağmur TUNALI

Editör: Kerim Öztürk