* * *
Hakkâri’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 97’nci yıl dönümü törenleri, “valilik bahçesinde” Vali Yakup Canbolat ile Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutan Vekili Kurmay Albay Yüksel Özcan’ın Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasıyla başladı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla süren törende, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun mesajları okundu. Günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşmanın ardından şiirlerin okunduğu tören, halk oyunları ekibinin gösterisiyle sona erdi. Törene, Hakkâri Belediyesi’nden başkan veya herhangi bir temsilci katılmadı! Oysa Cumhurbaşkanı, Hakkâri Valisi Yakup Canbolat ile birlikte Belediye Başkanı Dilek Hatipoğlu’na da tebrik telgrafı göndermişti. Şimdi böyle bir tören yapmakla, bakkala giden polisin şehit edildiği Hakkâri’de veya bölgedeki birçok il ve ilçede egemenliğin Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu söyleyebilir miyiz? Bölgede aslında Kürt ayaklanması yok! Kürtlüğü kalkan olarak kullanan ve son olarak Ermeni soykırımı iddialarının sözcülüğünü de üstlenen bir Ermeni-Nasturi ayaklanması var! “Alan hâkimiyeti” ni de ele geçirmiş durumdalar!
* * *
Daha da vahimi, Türkiye Cumhuriyeti’ni de “Yahudi kökenli Ermeniler” demek olan Bakratuniler’in yönettiğine dair çok ciddi iddialar var. Yurt dışında basıldığı anlaşılan “Türkiye’de kim kimdir?” adlı Oğuz Hakan Göktürk imzalı kitaptaki iddialar yok sayılıyor! İddialar bir yıldır İnternet üzerinden de yayınlanıyor. “Bakratuniler” diye yazıp, arayın! Gerçi siyasetle ilgilenen herkes iddiaları biliyor ama kişisel bilgilerin açıklanması, yasayla suç haline getirildiği için susuyor. İddialar gerçekse, Türk Milleti, sadece Hakkâri’de ve bölgedeki il ve ilçelerde değil, bütün Türkiye’de egemenliği, kayıtsız ve şartsız etnik ve dini bir gruba kaptırmış olmuyor mu? Zaten ülke ekonomisinin bütün can damarları,
yabancılara devredilmiş durumda değil midir? Ülkenin sularına, doğal güzelliklerine bile el koyan sistemin sahipleri, Suriye’yi kargaşaya ve iç savaşa sürükleyip, bununla birlikte Türkiye’nin nüfus yapısını da değiştirmeye başlamadı mı? Tehcirde giden Ermeniler ile mübadelede giden Ortodoksların ve hatta İsrail’e göç eden Yahudilerin torunlarını alenen Türkiye’ye yerleşmeye çağıranlar, hangi milletin millî egemenliğine hizmet etmektedir? 23 Nisan, ulusal egemenlik ve çocuk bayramında, herkes kendi vicdanında bu soruların cevabını verebilmeliydi! En azından seçmenin, sandığa gitmeden önce cevabını bulması gereken sorulardır bunlar.