Değerli okur, AKP iktidarı geldikleri anlardan itibaren aleyhine yazan konuşan yazarları bulundukları yerlerden uzaklaştırmasının tek nedeni var. Basının önemini kavramış olmaları.

Televizyon ve gazetelerin bir şekilde yandaşların eline geçmesi Allah'ın hikmeti olmasa gerek. Yılların gazetecileri köşelerinden patronlar vasıtasıyla sökülüp atıldı. Gazete yönetimleri iktidarın baskısı olmadığını söyledi.

 

Türkiye değişiyor diyorlar. Bir anlamı da şu. Basın, yargı başta olmak üzere beli bir düşünceye sahip kişiler yerine, bu defa yandaşlar oralara tayin edildi. Yanlışlık şurada ki, gidenlerde, gelenler de kendi ideolojileri içine hapsolmuş, Türk Milletinin değerlerine uzak kişiler.

Bağlı oldukları ideolojinin içinde ve yandaşı oldukları siyasetin kontrolü dışında görüş bildirmeleri yasak. Velhasıl gazete köşeleri ve yargı hanesinden giden ve gelenler arasında o bakımdan fark yok.

 

Her dönem sürülen, ötelenen Türk Milletinin dertleri. Güzel ülkemi bedavaya bulmuş gibi har vurup harman savuruyorlar. Küreselleşme, AB değerleri içinde debelenirken, peşkeş çekilen zenginliklerimizden önüne atılan üç beş kuruşa tav oluyorlar.

PKK açılımı ve Olası Suriye savaşı sendromu öncesi yaşanılan ve oluşturulan sahte iklimi gördünüz. Kırk kere söyleyince olur diyerek, olmayanı var gibi gösterip durdular. Fakat inandırıcı olamadılar.

 

Önümüzdeki yerel seçim öncesi yeni yeşeren basın, ülkeyi cennet gibi gösterecek. İşsizliğin üzeri örtülecek, kişi başına düşen oniki bin dolarlardan bahsedilecek. Öylesine yoğun bir dezenformasyon yapılacak ki, kuru soğana muhtaç garip vatandaş 'nerde o dolarlar?' demeyi aklına bile getiremeyecek.

Hemen her internet sitesi ve gazete haberlerinden biri, falan şehirde bulunan petrolden bahsedecek. Aslı yok yaylasındaki koyunlardan söz edilecek.

Üzerine davul tozu, minare gölgesi serpilecek. 'Kendilerine han hamam, millete din iman' diyen tüm tacirler, 'önemli olanın bir lokma, bir hırka olduğunu' anlatacak. Allah'ın rızasına kavuşmak için parasızlık, işsizlik ne ki, diyecekler.

 

Çocukları için iş adamından rica ettikleri binlerce doları, gemiciklerini, üstü örtülen zekat hırsızlığına hiç girmeyecekler. Namus bekçiliğine soyunup, muhalefeti millet nezdinde itibarsızlaştırdıkları mevzuların kendi arasında ne kadar kirli şekilde yayıldığına hiç değinmeyecekler.

Onlar yapınca İslam dairesinde, başkaları yapınca 'Ahlâksızlık' oluyor adı. Oysa yanlış herkes için yanlıştır. Üstü örtülü ise aynı örtülü ödenek gibi hangi yanlışları barındırıyor kimse bilemez.

Bu defa kandırmalarına izin verme diyorum ey Millet!

 

***

 

AKP'li belediyeler sadece makyaj yapıyor

Bazıları pembe boyalı köşk ve yeşillikler içinde cennette yaşadığına inanıyor gerçekten. AKP döneminde şunlar şunlar oldu, diyor. Ne oldu? TOKİ'nin diktiği, çeşmesi tutanın elinde kaldığı binalardan başka ne yapıldı bu dönem?

İşte haberlerden görüyoruz. Aydın, İstanbul, Soma… az biraz yağmur yağdığında sanki Nuh tufanı olmuş gibi bir durum oluyor.

 

Bu demektir ki AKP'li belediyeler alt yapıyı hiç ellememiş, sadece makyajla meşguller. Ortada birkaç yeni bina görünse de, kendilerine birkaç dükkan verip yerini sattıkları müteahhitlere yaptırmışlar.

Büyük borç içinde yüzüyor her biri. Muhalefet milletvekillerinin sorduğu fakat cevap alamadığı önergelerden anlıyoruz 'yalan, dolan ve talan' çok fazla.

İşte bu ortamda, AKP yine seçimi kazanmak isteyecek. İtibarsızlaştırma, MHP'li belediyelere ve kişilere çengel atma başta olmak üzere akla ne gelirse yapacaklar.

 

Başladılar bile. Ankara'da falan kişiyi MHP adayı yapmayan parti için hüsran haberleri konuşuluyor. Bahsedilen kişinin önümüzdeki dönem görevi de zaten bu olacak. MHP'yi yıpratma. Kendisi hakkında konuşmak, yıpratmak istemiyorum. İmar edildi denilen ilçeyi gezdim, gördüm. Abartıya, sanal kahramanlığa gerek yok yani.

Peki, Ankara Belediye Başkanı Gökçek, çok faydalı işler mi yaptı? İktidar arkasında, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' diyerek, yürüdü. Bir metre metro yapamayıp, geçtiğimiz yıl iktidara devretti yapım işini. Yine de sanal alemin kralı, iktidarın yağdanlığı Gökçek'ten vazgeçerler mi?

 

Erdoğan geçen defa da istemedi kendisini. Aralarında bilmediğimiz çekişme var. Bu defa ki gelişmelere bakılırsa durum farklı. Gökçek mesajı alıp çekilir mi, yoksa elinde daha kuvvetli mesaj var yola devam eder mi bekleyip görelim.

Bahsettiğim siyasetin kirli yüzü elbette.

MHP'nin adayı Ankara'ya temiz bir nefes aldıracağa benziyor. Bunu Ankaralılara da inandırmak şart. Ülkücü olduğunu söyleyip, MHP'nin kuyusunu kazmakla görevli şahsiyetlerde gerçekten içlerinde bir nebze inanmışlık kaldı ise kenara çekilmeli.