İsrail ve AKP
Bugün AKP hükümetini muhatap alan, ilişki kuran, ne dediğine kulak kabartan dünyada hiçbir ülke ve lider ne yazık ki kalmamıştır. Tek istisna Yahudi Barzani ve İmralı'daki bebek katilidir. Şu rezilliğe bakınız ki, Barzani'nin Kürt devleti hesaplarına peşin destek veren iki hükümetten biri İsrail, diğeri de AKP'dir. Kürecik radarı İsrail'e hizmet vermekte, aday Erdoğan'ın evlatlarının sahip olduğu gemi filoları İsrail'e mal taşımaktadır. Aday Erdoğan boynundaki Yahudi madalyasını geri istendiği için çıkarmak zorunda kalmıştır. İşte bu sebepledir ki, AKP hükümetinin Filistin konusundaki hiçbir sözü, hiçbir çabası ciddiye alınmıyor ve en küçük bir ağırlık taşımıyor. Aday Erdoğan'ın seçim meydanlarında duruma göre vaziyet alıp, içi boş efelenmeleri ne acıdır ki, kuru gürültüden ileri gidemiyor.
Süreci bebek katili yürütüyor
İçerideki durum da farklı değil. Zaten PKK ve İmralı canisine kaptırılmış olan irade, Cumhurbaşkanlığı hesaplarına bağlı olarak hepten kontrolden çıkmıştır. Bebek katili, fiili olarak çözüm denilen ihanet sürecinin başına geçirilmiştir. O ne istiyorsa, hükümet onu yapıyor. Yıllardır kan dökerek, bebek katlederek elde edemedikleri her ne varsa, tamamı çok daha fazlasıyla AKP tarafından masa başında teslim edilmiştir. Buna rağmen doymamış ve daha fazlasını istemişlerdir. AKP'nin istenileni vermemesi durumunda ne olacağını ise 3 askerimizi daha şehit edip, bölgede kalkışmalar yaparak göstermişlerdir. Bu rezillik karşısında AKP daha fazla teslim olmuş ve İmralı'dan gelen yol haritasını aynen hayata geçireceğini ilan etmiştir. Meclisten geçirilen yasa ile de bunun alt yapısı tamamlanmıştır. Bununla da yetilmemiş, 3 askerin şehit edilmesi milletten gizlenmek istenmiş ve PKK bizzat aday Erdoğan tarafından temize çıkarılmaya çalışılmıştır.
Hazin tablo
Bu hazin tablonun milletle paylaşılması bir vatan görevidir ve MHP lideri sayın Devlet Bahçeli bayram konuşmalarında bu kirli oyunu, bu ağır ve acı teslimiyeti, Türk tarihinin gördüğü bu en büyük hezimeti Türk milletine bütün yönleriyle anlatmıştır. Sayın Bahçeli'nin, "PKK'nın dayatmaları TBMM'ye kadar gelmiş, burada görüşülmüş ve kanunlaştırılmıştır. Aday Erdoğan PKK memuru gibi hareket etmiş, bölücülüğün resmileşmesi için insanüstü bir çaba harcamıştır. Erdoğan demokratik açılıma ilave olarak; sözde çözüm süreciyle birlikte terör örgütünün kuyruğuna takılmış, Kandil ve İmralı arasında siyasi bir köprü kurmuştur. Canibaşı, AKP'nin şifrelerini ele geçirmiş, Erdoğan'ın iradesine hükmetmiştir. Erdoğan'a kansaydık PKK'lılar sınır dışına çıkmıştı. Erdoğan'a aldansaydık terör sona ermişti. 21 Temmuz günü; Şanlıurfa Ceylanpınar'da PKK terör örgütü üç fidanımızı şehit etmiş, üç Mehmedimizi bizden almıştır. Yürekler bir kez daha kavrulmuştur. Hani terör bitmiş, ülkemize huzur gelmişti?" sözleri, AKP ile PKK arasındaki kirli ilişkinin ifşasıdır.
İtiraf ettiğinin farkında değil
Olanlar olacakların habercisidir. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Sayın Bahçeli'nin kurulan tezgahı ifşa etmesi üzerine yine telaşa kapılmış ve akıllara durgunluk veren açıklamalarda bulunmuştur. Atalay, o kadar kendini kaybetmiş durumdadır ki, sayın Bahçeli'yi suçlamaya çabalarken, Cumhurbaşkanı seçebilmek için İmralı'daki bebek katiline nasıl teslim olduklarını ve ellerine verdiği yol haritasını hayata geçirmek için neler yaptıklarını itiraf ettiğinin ve MHP liderini haklı çıkardığının farkında bile değildir. Bu kirli ittifakın hesabını ve sayın Bahçeli'nin sorduğu, haklı ve doğru sorulara cevap vermek yerine, duyan herkesi kahkahalarla güldürecek sözlerle MHP'yi karıştırmaya çabalamıştır.
Bebek katili de aynı şeyi söylüyor
Beşir Atalay'ın, "Ramazan ayında en yoğun çalışmamız güvenlik ve bu işle ilgili ekibimizle sahurlara kadar çalıştığımız konu çözüm süreciydi. Meclis'e çerçeve yasanın çıkması bu konudaki en ileri adımlardan biri. Çok kapsamlı bir yasa. Yapılabilecek her şey onun içinde. Bu yasanın şemsiyesi altında yol haritası çalışıyoruz. Yol haritamız bitmedi. Çalışılıyor. Yeni yol haritası daha somutluk, netlik taşıyacak. Kesin zamanları olacak. Periyodu belli olacak. Bundan sonraki süreçte önümüzü daha rahat göreceğiz. Bize çok iş düşüyor. İyi çalışmamız gerekiyor" sözleri, İmralı canisinin AKP'nin yaptıkları ve yapması gerekenler konusundaki açıklamalarıyla birebir aynıdır.
Bahçeli'yi doğruladı
Atalay, bu sözlerle İmralı canisiyle aynı şeyleri söylemekle kalmıyor, PKK'ya verilecek yeni tavizler için neler yaptığınızı anlatarak, Sayın Bahçeli'nin, "Haberiniz olsun, PKK'ya af kapıdadır. Teröristler dağdan indikten sonra bizatihi hükümet tarafından güvenceye alınacak, el bebek gül bebek muamelesi görecektir. 1 Ekim'de göreve başlayacağı ve çoğunlukla Erbil'de faaliyet göstereceği söylenen Kamu Güvenliği Müsteşarlığı bünyesinde kurulacak özel sekretarya teröristlerle koordinasyonu sağlayacaktır. Mahmur Kampı'ndan dönüş için hazırlıklar yapılmaktadır. Dağdan inen teröristlere konut yardımı yapılacak, iş kurmaları için geniş imkânlar sağlanacaktır. Sizlerin evi yokken, işiniz ve aşınız bulunmazken PKK'lılara vergilerinizi peşkeş çekme niyeti hafife alınamayacak bir rezilliktir. Çözüm süreci PKK'nın affı, Öcalan'ın serbest kalması, bölücülüğün kimlik ve statü elde etmesidir. Süreç ihanetinin yasal zemine oturtulması ise PKK'nın eline silah, mermi, bomba vermekten anlam itibariyle farklı değildir" sözlerini doğruluyorsunuz.
Bütün bu gerçekler orta yerde dururken, Türk milleti birebir her şeye şahitlik ederken, ipe-sapa gelmez şeylerle MHP'ye ve Devlet Bahçeli'ye saldırmak, en hafif şekliyle çaresizliktir.