"Ey şehid oğlu şehid isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber"
Bu topraklar için şehitler verdik, vermeye devam edeceğiz. Son Türk evladı kalıncaya kadar bu sevda bitmeyecektir. Şehitler gelmesin diye edebiyat yapanlara inat, kanımızın son damlasına kadar bu ülkenin her kutsalını savunacağız. Bugün şehit gelmesin diye taviz vermek,  ülkeyi ateşe atmak demektir. Kararlı, dik, onurlu bir mücadele vermekten imtina edilirse bu ileride toplu şehitler verileceği anlamına gelir. Yani onlar istiyor diye, şehit gelmesin diye , analar ağlamasın diye ülkeyi peşkeş mi çekeceğiz? Şehitler geliyor, ölüm oruçları var diye açılıma ivme vermek şehide değil kanlı katillerin taleplerine itibar etmektir.
 Sonunda itiraf edilmiştir: “Bu ülkede kürt sorunu yoktur; siyonist, haçlı senaryolu, bölücülük sorunu vardır. Bu alçak, kanlı kalkışmayı, maşaları imha etmeye kefenleri yırtmaya bu asil milletin gücü vardır. Bölücülük ve ihanet oldukça mücadele sonsuza kadar sürmelidir. Mücadele gücü tükenen, İmralı-Oslo müzakere sürecini başlatanları bekleyen en makul ve tek yol istifa etmektir. Emaneti kanlı katilerle mücadele edebilecek milli kadrolara bu görevi vermektir. Başaramadık demek istifa etmek en büyük demokratik erdemdir. Bari bunu bu milletten esirgemeyiniz. Anaların gözyaşını daha fazla akıtmayınız. Elbette mücadele sürecektir bedel ödeyeceğiz ama bu beceriksizliğin yetersizliğin acizliğin sonucu olmasın. Anaların gözyaşları cennetteki kevser ırmağının suyu kadar kıymetlidir. Şuna inanıyoruz ki bu gözyaşlarının karşılığı Allan’ın izniyle cennettir. Çünkü “Peygamberlerden sonra şehitler gelir” hükmü bizim hayatımızı, ideallerimizi, sevdalarımızı süsler. Seve seve gül bahçesine gider gibi vatan, din, devlet, bayrak, dil, ezan, Kur’an için ölüme gideriz. Bu ölüm bizim için ölümlerin en şereflisidir. Cennet analar ançak şehitler doğurur. Türk anaları her zaman şehitler doğuracaktır. Sonsuza kadar ülke hür, müstakil ve müslüman Türk olarak kalacaktır. Korkaklar, ürkekler, çaresizler, biçareler dönemi elbette birgün kapanacaktır. Elbette birgün bu akan kanın bedelini kanlı katillerede ağababalarınada ödedeteceğiz. Bu nasıl anlayıştır? Nasıl bir kafa yapısıdır? Nasıl böyle devlet yöneticiliği olur? Şehidimin kanını yerde bırakmadan onun kutsal mirasına sahip çıkarak özerklik, fedarasyon ve açılım zırvası ile kanlı katillere yüz vermemek şeref borcumuz olmalıdır.
Dadaş timi Erzurumda Aziziye Tabyalarını işbirlikçi Ermeni dölleri ile Ruslara mezar eden timin ruhuyla dağlardadır. Onların sancağını Kastamonulu Şerife bacılar, İzmirli Hasan Tahsinler ,Maraşlı Sütçü İmamlar, Giresunlu Topal Osmanlar, Trabzonlu Ali Şükrüler gibi binlerce" Allah yolunda ölenlere onlar ölülerdir demeyiniz zira onlar diridirler ama siz göremezsiniz" mana ikiliminde şehitlerimiz bugün vatan müdafasındadır. Bu ülkede ihanet hangi boyutta olursa olsun hangi kaleleri içten ele geçirirlerse geçirsinler şehitlerin kutsal emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu ülke Çanakkale, Milli Mücadele, istiklal Harbi, Fetih ruhu ile kuruldu temelleri atıldı yoğruldu, birleşti, kardeşleşti. Alperen asımın nesli mana erliği ile teror belasını inşallah defedecektir. Yöneticiler bu feraset ve tarihi hafızaya sahip çıkarak bunu ancak başarabilirler. bu ülke tek vatan, tek bayrak, tek din, tek dil, tek millet, tek devlet ve kıblesi kabe olan müslüman türkün devleti olmaya ebedi olarak devam edecektir. Zalimler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır. Ölen şehitler bu milletin sinesine defnedilmiştir. Yusuf Tüfekçi Gümüşhaneli şehidimizdir. Bu ülkede milli direncin Erzurum’dan mahalli yansıması dadaş timidir. Mücadele Sivastan yiğidoyla, Elazığdan gakkoşla, Eğeden efe ile zeybekle, Malatyadan gardaşla, Gümüşhaneden gada ile velhasıl topyekün yediden yetmişe mücadele ibadet ruhu ve mana ikliminde sonsuza kadar sürecektir. Kürt sorunu dayatmacısı yangına körükle giden besleme devşirme Ermeni dönmeleri, özel görevliler, her türlü beşinci kollar, liboşve godoşlar deyil dadaşların şahsında Türk milletİ kazanacaktır. Bir ölür bin diriliriz. Şehitlerimiz bu millete mensup olmanın bedelini kanları ile canları ile ödediler. Yer yüzünde dağılmış tüm Türkler farklı devletlerde olan tek milletiz. Aynı dine mensup müslümanlarla tek ümmetiz. İnsan olan herkesin dünyada zulme haksızlığa aşağılanmaya temel insan haklarından yoksunluğuna direncimiz inançlarımızın ideallerimizin parçasıdır. Çünkü biz yer yüzünde fitneden fesattan eser kalmayıncaya zulmü sonlandırıncaya kadar devam edecek bir misyonla görevli olduğumuza inanırız.Yaratılanı severiz yaratandan ötürü bizim millet olarak dünya sahnesinde oluşumuzda bir başkalık farklılık vardır dünya bizi bekliyor. Biz Türk millet olarak layıkıyla ülkemizde bölgemizde dünyada etkin olmalıyız. Bu huzurun barışın kardeşliğin adıdır. Tüm şehitlerimiz bizim yavrularımız kardeşlerimiz herşeyimizdir şehit aileleleride Türk milletine emanettir. Her şehit ülkenin birliğinin bütünlüğünün temellerine dökülen birlik bedelidir. Bunun karşılığı yoktur buna yeltenen ülke için taviz isteyene göstereceğimiz yer toprağın altı cehennemin dibidir. Türk milletinin başı sağolsun şehitlerimiz için Fatiha…….
Haberulkesi.com Alıntıdır...