Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş, bir konuşmasında; “Anadolu coğrafyası çok zor bir coğrafya, dolayısıyla burada vatan bulmuş milletin ortadan kaldırılması düşüncesi varsa, önce onun doruk noktasındaki insanı alaşağı ederler. Kalkıp da çiftçisiyle çöpçüsüyle uğraşmazlar. O şahsiyeti ona veren o kimliği yok etmeye çalışırlar. Bu kimlik kim? Mustafa Kemal Atatürk! Onun için hücum onadır. Ben yok olursam benim gibi binlerce milyonlarca insan var. Atatürk yok olursa millet yok olur. Hedefteki insan odur” demişti.
Bugün, Teğmen oldukları yemin töreni sonrasında, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek kılıç çatan pırıl pırıl 5 teğmen ve 3 disiplin amirine ordudan ihraç cezası verildi.
Türk Silahlı kuvvetleri disiplin kanununda, Mustafa Kemal’in askerleriyiz demek ordudan atılma sebebidir diye bir madde vardı da biz mi bilmiyorduk? Tabii ki yoktu. Olması da eşyanın tabiatına aykırıydı.
Düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmiş Anadolu toprağında, birkaç silah arkadaşıyla birlikte al sancağı kefen yapmış, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak medeni insanlık dünyası karşısında bir uşak olarak yaşamasının mümkün olmadığını, Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyetinin çok yüksek olduğunu bilen; böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir..!
O halde, “Ya istiklal ya ölüm” diyerek bir kurtuluş mücadelesi başlatan ve yıkılmış Osmanlı’nın bakiyesinden modern çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk’tür asıl yok edilmek istenen.
Başta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve ihraç kararını alan Yüksek Disiplin Kurulu’nun teğmenler üzerinden Türk milletinin başına çuval geçirme operasyonunun nerelere uzandığını görmek için Yeni Türkiye kitabının yazarı, geçmişte CIA da etkili pozisyonlarda görev yapmış, daha sonra bir CIA kuruluşu RAND Corporation’un baş analisti olarak çalışan Graham Fuller’in sözlerine bakmak gerekir.
Fuller’in “Türkler, Atatürk’ü Kemalizmi terkedip ılımlı İslam’ı benimsemelidirler. Ilımlı İslam, Kemalizmi silmeye yönelik bir karşı devrimdir.Bu devrimin karşısındaki tek güç ise, Laik Türk Ordusu ve Ulusalcı aydınlardır. Bunların derhal tasfiye edilmesi gerekmektedir.” diyerek özetlediği yeni Türkiye senaryosunun bugünkü aktörleri sarıklı generali ihraç edemeyip emekli eden, ama Mustafa Kemal’in askeri olduğunu ve ömrü boyunca bu onurla yaşayacağını ifade eden Türk ordusunun pırıl pırıl 8 subayını ihraç etmekte bir an bile tereddüt göstermeyen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Yüksek Displin Kurulu Üyeleridir.
Türk Milleti bu günü ve başına geçirilen çuvalı unutmayacak ve asla affetmeyecektir. BOP planının bir parçası olan Türk ordusunun Ergenekon, Balyoz Operasyonları 15 Temmuz darbe girişimiyle zayıflatılması ve bugün teğmenler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin moral mücadele ve motivasyonu olan Atatürk’ün askeri olma felsefesi ve misyonuna vurulan kılıç darbesiyle çok daha büyük yara almıştır.
Türk milleti bugünü yüreğine bastığı hançerle not etmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, Türk milleti asker bir millettir. Askerimiz bizim kutsalımızdır. Vatanımızı elimizden almak isteyen içeride ve dışarıdaki düşmanlarımız şunu iyi bilmelidir.
Türk milletine meşru müdafaa hakkı doğduğunda, Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet müdafaa ve muhafaza etmek için canımızı bile seve seve vereceğimizi kimse unutmasın!
Kaybetmeyi göze alamayacağımız tek servetimiz ve sevgilimiz aziz vatanımızdır.