GÜNCEL

Gerçek başarı kutuplaştırmaz

Neyin peşindeyiz? Tam anlamıyla başarılı insan kimdir? Milyonlarca insan başarılı olmak için yanlış düşüncelerin peşinden koşuyor. Şöhretli, güçlü, yüksek sosyal statülü ve zengin olmak başarılı olmayı garanti eder mi? Ünlü, zengin, itibarlı ve güçlü insanların görüntülerine kapılan kişiler mutlu ve huzurlu mu?

Gerçek başarıyı büyük B ile sahte başarıyı da küçük b ile yazalım. Gerçek Başarı ruhu canlandırır ve destekler. Başarılı kimse tek başına bir şeyler elde etme çabası içinde olmaz. Başarılı kişi tam bir insan olarak başarılı olup sadece kendine değil, çevresindekilere de faydası dokunacak şekilde çalışır. O, insanların kalplerine dokunur, görüntüsüyle, sözleriyle ve yaptıklarıyla başkalarına örnek olur. Başarılı kişi ilham verir, başkalarını kendine doğru çeker, itici değildir, başkalarına hizmet eder, manevi dünyası vardır. Gözleri ışıl ışıldır. Kutuplaştırıcı değildir. Her yerde ve her zaman birleştiricidir.

Bir de boyalı basının veya medyanın “başarılı” yaptığı insanlar vardır. Bunlar sadece kendilerine hizmet ederler, kutuplaştırıcıdır. İnsanları iter ve rahatsız ederler. Böyle bir “başarı” kişinin sağlığını bozar, ilişkilerini yıpratır ve kişiyi ruhsal çöküntüye sokar. Önce sahte bir yükselme, sonra ardından sert bir düşüş ve ruhsal çöküntü...

“Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.” çok sevdiğim ve çok kullandığım çok anlamlı bir Türk Atasözüdür.

Bugün çoğu insan başarı deyince şöhreti, zenginliği, gücü, yüksek statüyü anlıyor. Peki pek çok ünlü kişi sürekli olarak başarısız evlilikler yapmıyorlar mı? Çoğu bağımlı değil mi? Alkolik değil mi? İntihara ve zamansız ölüme yenik düşmüyorlar mı? Kariyerleri böyle trajedilerle dolu ünlülerin listesini yapsaydık çok büyük listeler oluşurdu. Birkaç örnek verelim.

Müzik dünyasının ünlülerinden Elvis Presley’in ölüm sebebi nedir?

Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Janis Lyn Joplin, 1970 günü, henüz 27 yaşındayken, Los Angeles'taki Landmark Motor Hotel'de aşırı dozda eroin yüzünden hayatını kaybetmiştir.

Marilyn Monroe 1962'de dünyanın en büyük film yıldızlarından biriyken, madde bağımlılığı, depresyon ve anksiyete ile mücadele etti. Los Angeles'taki evinde 36 yaşındayken aşırı dozda barbitürat kullanımından ölmüştür.

Amerikalı romancı, hikâye yazarı ve gazetecidir Ernest Hemingway. 1961 yılında kendini bir av tüfeği ile vurarak intihar etmiştir.

Liste böyle uzayıp gidiyor. Siz eklemeler yapabilirsiniz. Şöhretin bedelini ağır ödeyen, uyuşturucuyla mahvolan, kendini beğenmiş, bencil, kimseye bir şey kazandırmayan insanları hakir gören, kişiliği bozulmuş çok fazla sahte “başarılı” hayat var…

Şüphesiz aşırı şöhret, zenginlik, güç bu kişileri perişan etmemiştir. Ancak bu faktörleri iyi değerlendiremeyerek egolarını şişirmeleri ve kendilerini başkalarından üstün görmeleri sebebiyle dengelerini kaybetmişlerdir. Kendilerini gerçekten tanımamışlardır. Amiyane tabirle gaza gelmişlerdir.

Yapmayı en çok sevdiği işi yapan ve yapabileceğinin en iyisini yapan huzurlu ve mutlu pek çok ünlünün olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Ralph Waldo Emerson’un ifade ettiği gibi:

“Başarı, herkesteki en iyiyi bulmaktır.

Karşılık beklemeyi hiç düşünmeden, kendiliğinden vermektir.

Geride ister sağlıklı bir çocuk, ister kurtarılmış bir ruh, ister bir parça yeşil bahçe, ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır.

Gönlünce eğlenmek ve gülmek, kendinden geçerek şarkı söylemektir.

Tek bir kişi bile olsa, birinin sizin varlığınızdan dolayı daha rahat nefes aldığını

bilmektir…”

Kaynak. Zülfikar Özkan, Beynin Mutluluğa Ayarlanması, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021.