Amerikan basını günlerdir Başkan Obama’nın başlattığı bir tartışma ile meşgul. Obama, 5 Şubat 2015 Perşembe günü, yılda bir geleneksel hale getirdiği “Ulusal İbadet Kahvaltısı” toplantısını yaptı. Toplantıya, bütün dinlerden ve Hristiyan mezhep veya cemaatlerinden temsilciler katıldı.

Mesela Evangelistler de oradaydı. Türkiye’yi ise bu defa Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy temsil etti!
Obama, konuşmasında, teröre başvuran IŞİD örgütünün İslâm’ı temsil etmediğini vurguladı; IŞİD’in nefretle giriştiği eylemlerle, Haçlı Seferleri ve engizisyon mahkemeleri arasında karşılaştırma yaptı ve  “İsa adına girişilen kanlı eylemler”i hatırlattı. Obama hiçbir dinin nefrete dayanmadığını belirtti.

Amerikan basınında günlerdir, “Obama’nın Hristiyanlara haksızlık ettiği, Haçlı Seferleri’nin Müslümanlar tarafından kuşatılmış Hıristiyanları ve Ömer’in fethettiği Kudüs’ü kurtarmak için yapıldığı” gibi itirazlar içeren makaleler yayınlanıyor. Obama,

“IŞİD, İslam’ın temsilcisi değilse neden bu karşılaştırmayı yapıyor?” diye sorgulanıyor.

***
ABD Başkanı’ndan iki gün sonra da Fener Rum Patriği Bartholomeos, İzmir’deki faaliyetleri sırasında, şiddetin, Allah’ın lütfettiği aklı kullanamayanların başvurduğu yöntem olduğunu belirterek, “Bugün dünya üzerinde yaşanan terör faaliyetlerinin din ile ilişkilendirilmesini doğru bulmamaktayız. Birilerinin bu eylemleri bu şekilde lanse etme gayretine karşı din adamları olarak buna müsaade etmemeliyiz” dedi.

İlginçtir Patrik, Haçlı Seferleri’ni telaffuz etmedi ama “Din, tarihte defalarca siyasi ve ekonomik emeller için kullanıldı maalesef. Yüz binlerce insan tanrı adına iddiasıyla katledildi, sürüldü, ya da yokluğa mahkûm edildi. O savaşların ve benzeri olayların bugün de yaşanmaması için din adamları olarak çalışmalıyız” diye din savaşlarına atıfta bulundu.

Türkiye’de yaşayan ama Batı’dan çok Batıcı olanlar ise hâlâ İslam dinini suçluyor. Türkiye’yi temsil eden Tayyip Erdoğan ise Yahudilerin inançları üzerinde “kadınları küçümserler” mealinde yorumlar yapıyor. Bu türde, dinlerin içeriği ile ilgili tartışmalara siyaset adamlarının girmemesi gerekir. Cumhurbaşkanlığı fetva makamı olmadığı gibi dinler arası tartışma kürsüsü haline de getirilmemelidir.

***
Obama ve Patrik, Hristiyan tarihine dönük bir özeleştiri yaparken Tayyip Erdoğan’ın Tevrat eleştirisine girişmesi aradaki farkı gösteriyor! Tabii ki Obama’nın sözleri, El Kaide, IŞİD, Boko Haram gibi örgütlerin kuruluşundaki CIA gölgesini ortadan kaldırmaz ama yazık ki AKP iktidarında da Türkiye, benzer iddialarla karşı karşıya kalmıştır. Beşşar Esad, Tayyip Erdoğan’ı İhvan örgütü ile ilişkili olmakla ve Suriye’deki teröristlere yardım yapmakla suçlarken, Libya’da gösteri yapan gruplar da aynı gerekçeyle Türk bayrağını yakmıştır! Türkiye böyle bir ülke miydi?

Gerçi Erdoğan da özeleştiriden bahsetti ama sonra bu tutumunu devam ettiremedi. Kaldı ki daha dört yıl önce Tayyip Erdoğan, “Haçlı Seferleri, iki kültürün, iki medeniyetin, iki dinin karşı karşıya gelmesinden ziyade, birbirini tanıması, birbirini anlaması ve birbirinden etkilenmesi sonucunu da doğurmuştur” diye garip bir konuşma da yapmıştı!

Peki İslâm dini adına girişilen terör nasıl önlenecek? Biz, öteden beri  “Türkiye, İran, Irak ve Suriye ortak hareket ederse bölgedeki bütün terör örgütlerini tasfiye ederler” görüşündeyiz. Bu ittifaka Türkiye öncülük etmeliydi. İşte Kamerun’da yapılan toplantıda Benin, Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya temsilcileri, Boko Haram örgütü ile mücadelede güçlerini birleştirme kararı aldılar. Kararın ilk uygulaması; 8 bin 750 askerlik özel bir birlik oluşturmak... AKP ise terör örgütü ile özerklik pazarlığı yapıyor. Bölgesel ittifak yapsaydı, PKK ve IŞİD bitirilemez miydi?