Ne hazindir ki ekonomik faaliyetler sonucu insanlarımızın elde ettikleri kazançlar, mallar, mülkler paralar vs. Allah’ın ikramı olduğunu gizlice bazen de aşikâr olarak reddetmekteler.

Hal böyle olunca kişi ikinci aşamada ‘ben kazandım, bilgim ve çabam sonucu elde ettim’ diyor.’’

Kendim kazandım ise tasarruf hakkı da mutlak benim kim ne karışabilir’’ anlayışı maalesef yaygındır. Kuran bilgisinden mahrum Müslümanlar böyle düşünmekteler.

Kuranı tebliğ edenler, vaazlar, din görevlileri, meşayıhlar vs. bu konu üzerinde yeterlice durmamaktalar. Kur’an’da infakla ilgili onlarca ayet var. İslam dininin iki temeli: Salat ve İnfak. ‘’ Onlar,namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.’’(Enfal. 3.)

Namazı tüm detaylarıyla anlatan sayın hoca efendi, infaktan bahsetmene engel mi var? Ve Allah’tan uyarı ‘’Allah ve ahret gününe inanarak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah olanları iyi bilendir. ( Nisa . 39) Allah bizden hiçbir şarta bağlı kalmadan infak etmemizi istiyor.

Eskiler ne güzel anlatırlardı: Bir tas çorbanın yarısını komşunla veya fakirle birlikte paylaşarak yiyiniz. Bu Kur’ani ve peygamberi anlayıştır ki İslam toplumlarını güç, kuvvet ve medeniyet sahibi yapmış ve yeryüzünde güçlü imparatorluklar kurmalarını sağlamıştır.

Şu temel ilke hafızalara kazılıp kalplerde yerleşmelidir. İnsanoğlunun elindeki tüm imkânlar varlıklar, servetler ALLAH vergisidir. Allah kula verdiklerini nereye ve nasıl ne kadar vereceklerini de bildirmiştir. Eksileceği düşüncesi ile bir kısımları infak etmekten geri durur, bir kısımları da insanları küçümser , kibirlenir ve vermekten vaz geçerler. Hâlbuki Allah ‘’ Hayırdan her ne infak ederseniz -haksızlığa uğratılmaksızın –size eksiksizce ödenecektir.(Bakara.272) Ayrıca Kur’anda ‘başak’ örneği de çok açıktır.

DEVAM EDECEK