GÜNCEL

Sarıkamış cephesinde Gümüşhaneli bir gazi!

Sarıkamış cephesinde Gümüşhaneli bir gazi! Sabri Şenel kaleme aldı...

HASRET VE HEYACAN DORUKLARDA

Osmanlı ordusu, Sarıkamış cephesi için askeri hareket hazırlığı yapıyordu. Trabzon Sarıkışla’da asker olan Gümüşhane Arzular Köyü’nden Sefer Uçan da gitmeye hazırlık yapan birlik içindedir. İşte Trabzon’dan  Sarıkamış Cephesine intikal yolculuğunu gazi Sefer Uçan’dan dinleyen Öğretmen Erol Kadakal anlatıyor. Askeri birlik günlerce süren intikal ile zorlu Zigana dağlarını aşarak Torul’a ve Gümüşhane’ye ulaşır. Asker için köyü sılası burnunda tüter Gümüşhane Pirahmet kavşağını geçip Yağmurdere yol ayırımı Tohumoğlu kavşağına varınca bu hasret ve heyecan doruklara ulaşıyor.

ASKERDEN FİRAR EDİYOR

Sefer Uçan, “Köyümden geçiyorum ailemi nasıl görürüm?” diye kendi kendine sorar. Lakin haber salmak yakınlarımı ailemi çağırıp görüşmek mümkün mü? diye düşünürken aklı hep köyündedir o günkü şartlarda ne mümkün iletişim kanalı yoktur. İçi içine sığmıyor sonunda karar veriyor ve birlikten ayrılıp firar ediyor. Hemen yakındaki evine gidiyor. “Belki bu son görüşmedir, cepheye savaşa gidiyorum. Gitmek var dönmemek var ama bu vatan borcu ihmale gelmez. Ölüm de olsa pes etmek, kaçmak asla mümkün değildir.” diyor. Köyde bir akşam kalıp sevdikleriyle kucaklaşıp hasret giderip sabah yollara düşüyor ama birlik komutanı yoklama yapıp fark edince firarını veriyor. Sefer Uçan birliklere yolda yetişiyor. Uzun meşakkatli yolculuktan sonra doğru Soğanlı Cephesi, Allah-u Ekber dağlarına varıyorlar. Tarihin ender kaydettiği sıcaklığın sıfırın altında eksi 20’lere indiği, doğanın hayata meydan okuduğu Çetin kış şartları savaş azminden Türk askerini caydırmıyor. Sarıkamış Savaşı olanca hızıyla sürerken tam bir can pazarı yaşanıyor. Ölen Rus askerleri arasında bir askerin parlayan çizmeleri gözüne ilişiyor. Kendi ayaklarında çarık var kıyafetleri kış şartlarına uygun değildir. Onun gözü Rus askerinin çizmelerindedir. Çizmeleri almak için karar verip hamle yapıyor. Sürünerek Rus askerinin yanına gidiyor. Çizmeleri alıp kendi mevziine dönerken Ruslar ateş açıyor ve baldırından vuruluyor. Gözlerini bir müddet sonra Sahra hastanesinde açıyor. Komutanı işte o çizmeleri Sefer Uçan’ın baş ucuna asıyor. “Hiç kimse bu çizmelere dokunmasın” diyor ve nitekim o çizmeleri sağlığına kavuşup alıp giyiyor.

PAPAZA İKİ TOKAT ATIYOR

On binlerce şehit verdiğimiz Sarıkamış cephesinin gazisinin aklı hep cephededir. Rusya’daki Komünist ihtilalden sonra Rus birlikleri geri çekilince Kazım Karabekir Komutasındaki Türk Ordusu ile yeniden Rus ve Ermeni işgali altındaki Kars’ı ve bölgeyi Ermenilerden geri almak için askeri harekata katılıyor. Bölge 35 yıllık işgalden kurtuluyor.

Karsın ve bölgenin düşman işgalinden kurtuluşundan sonra demografik yapıyı kontrol etmek bölge insanının durumunu öğrenmek için Komutanlar heyetler oluşturdu.İl ilçe ve mahalleleri dolaşan o heyetlerde Sefer Uçan’da vardı. heyet olarak evleri ziyaret ediyor kapılarını çalıyorduk.Dolaşırken bir evin kapısını çaldık içeriden bir kadın çıktı ama konuşmamakta çekimser ve direniyordu.Dayanamadım ısrar edip  “Ermenimisin Türkmüsün niçin konuşmuyorsun? diye sordum garip bir ruh haliyle bize bakıyordu.Kadın ani bir refleksle konuşmaya başladı bize cevap verdi “ben Ermeni değil Ermenilerin defalarca tecavüzüne uğrayan karnımda onların piçini taşıyan bir Türk kadınıyım intihar edecektim günah diye intihar etmedim çocuğu düşürmek için uğraştım başaramadım”bu sözleri duyunca başımızdan kaynar su döküldü. heyetimiz sessizliğe boğuldu kahrolduk. haneleri dolaşan diğer heyetler için bu alçaklığa tanıklık eden yaşayan yığınla tecavüz vakaları anlattılar. gerçekten insanlık onurunu ayaklar altına alan zifiri karanlık işgal yıllarını acıları aşağılık muameleyi dinleyince yıkıldık kahrolduk.Allah Türk milletine tekrar işgal yaşatmasın.Vatanın özgürlüğün bağımsızlığın kıymetini bilelim.

İşte o kurtuluş sonrası bölgedeki Ermenilerle bir toplantı yapmak için Ermenileri toparlamak istiyorlar. İşte bu sırada papazın birisi Sefer Uçan’a direniyor sorun çıkarıyor. Sefer Uçan papaza iki tokat atıyor. Papaz Sefer’in komutanına şikayette bulunuyor. Komutan birliği topluyor ve papaza “Ruslarla işbirliği yaparak Türkleri ahırlarda Camilerde toplu katleden merekleri evleri ateşe veren yaşlı kadın çocuk demeden katliam yapan siz değil misiniz? İki tokat değil daha fazlasını hak ediyorsunuz lakin biz asla size zulmetmeyeceğiz haddini hududunu bil.” deyip azarlıyor.

HERKES ONU MÜDÜR EMMİ OLARAK TANIYOR

Sefer Uçan kabiliyetli ehil bir insan olduğundan bölgede bir müddet Nahiye Müdürlüğü yapıyor. Bundan ötürü kendisine Sefer Uçan değil Müdür Emmi lakabı takılıyor. Arzular’da onu herkes onu müdür Emmi olarak tanır. İşte bu kahraman yaralanmasına iki kez Sarıkamış cephesinde savaşmasına rağmen bir gecelik Arzular’da aile ziyareti için firarı siciline işlendiği için gazi maaşına bağlanmıyor. İşte bu ağır bedelleri ödeyen Sefer Uçan (Müdür Emmi) dedeyi şehit ve gazileri rahmet ve minnetle anıyoruz. Çok ağır bedeller ödeyerek bize vatan bırakan şehit ve gazileri saygı rahmet ve minnetle anıyor önlerinde huşu içinde eğiliyoruz. Ruhlarına Fatiha!

Sabri Şenel – 1.02.2025 – İstanbul/Ümraniye