Pir Sultan Abdal’ın bu söyleyişi bütün eski halk şairlerimizinkiler gibi bir tek mısra ile dünyayı anlatır. Albay Murat’ı anlatır, hapishanelerde ölen paşaları, ilim adamlarını gazetecileri, aydınları anlatır.

Denizden toprak kapacaklar derken, harap olan doğa dengesini anlatır.
Kestikleri ve kesmekte oldukları ağaçları anlatır.
Yürüyüşlerde yürüyen gençleri anlatır.
Kotalarla öldürdükleri pancarımızı, pamuğumuzu, tütünümüzü anlatır.
Bitirdikleri hayvancılığımızı anlatır.
Kuruttukları dereleri, gölleri anlatır.
Madenlerimizi anlatır.
PKK’ya kurban verdiğimiz şehitlerimizi anlatır.
Onları ölü zannetmeyin diridirler.
Şiddetle dolu bir ülkede şiddetle öldürülen çocukları anlatır.
Onlara çığlık atmaya öğretmeye hacet yok. Onlar zaten çığlık atmaktalar.

***

Para götüren, kamu malını yürütenlere bir savcı takipsizlik kararı vermiş. Bunlar nasıl Müslüman. Allah’ın basir ve semi olduğunu bilmezler mi. Yani, her an gören ve duyan. Bilmiyorlar. Onun için de her an takipte olduklarını bilmiyorlar. Ne kötü bir akıbet.
Savcı Ekrem Aydıner de dahil her an takipte olduklarını bilmiyorlar.

***

Murat Albay, helal lokma ile vatan için çalıştı. Çağrılınca Libya’dan kalkıp geldi.
İşte takipsizlik ona mahsus. Hem de sonsuza kadar. Ya sizin haliniz ne olacak? Her şey bir solukta bitiyor. Sonra haliniz ne olacak?

***

Şimdi epeydir aklımda olan iki soruyu sormak istiyorum:
1) Kumpastan şikayet ettiğiniz halde (Yalçın Akdoğan) neden kumpası bozmuyorsunuz? Yoksa bu işin içinde bir yalan, bir katakulli mi var?
2) Bu iki kişiden başka Cumhurbaşkanı olacak kimse yok mu? Bin türlü formül icat ediyorsunuz. Bir tek fizik, kimya veya cebir formülü bilmezsiniz. Bu iki isimden bıktım. Başka devlet adamı mı yok? Cumhuriyetin, son 10 yıl hariç yetiştirdiği devlet adamları, siyaset adamlarını yok farz ediyorsunuz. Deniz Baykal, Abdüllatif Şener, daha sayayım mı... Ne kadar yakışırlardı ve başarılı olurlardı.