Son Dakika Haberleri
Ankara’da Ulus Cumhuriyet Anıtı’nın az bilinen hikayesi yüreklere dokunuyor. Ulus Cumhuriyet Anıtı’nın Kıbrıs ile ilgili detayını Engin UZUNOĞLU Yazdı.
Devletin, ordunun imtiyazlı tarikatı cemaati olamaz. Devlet tüm vatandaşlarına ve inanç gruplarına eşit mesafede olmak zorundadır. Aksi çok tehlikeli gidişattır.
Millî Eğitim Bakanlığı gibi değerli bir makamı işgal eden Yusuf Tekin, "Kendi icat ettiğin bir laikliği bana dayatıyorsun. Sizin laiklikten anladığınız şey şu: Camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur'an öğrenmesini yasaklamak." diyebildi. Oysa camiler, Cumhuriyet ve laiklik sayesinde ayaktadır. Şayet, Türk devrimi yapılmasaydı, zaten büyük kısmı işgal edilmiş olan Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Hristiyan eyaletlerden oluşan bir federasyon hâline gelecekti.
Ralph Peters adında bir Amerikan yarbayı, 1 Haziran 2006 tarihinde “Armed Forces Journal ~ Silahlı Kuvvetler Dergisi”nde bir makale yayımladı. Makalenin ekinde çevremizdeki ülkelerin sınırlarını yeniden çizen bir de harita var. Bu harita o günden bu yana meşhur oldu. BOP haritası, diye tanındı. Bu haritanın iki ayrı NATO toplantısında “bir bakalım bakalım” diye ortaya çıkarıldığı ve her ikisinde de Türk subaylarının salonu terk ettiği yazıldı. Ralph Peters’in makalesinin, ABD Hava Kuvvetleri sub
Kara Harp Okulu mezuniyetinde Mustafa Kemal'in Askerleriyiz diyen teğmenler hakkında ihraç edileceği iddialarının kamuoyuna yansımasının ardından tepkiler çığ gibi büyüdü. TSK'da Atatürkçü subayların temizlenmesi olarak yorumlanan bu durum akıllara geçmişteki bir olayı getirdi
Mansur Yavaş son dönemde çeşit türlü algı çalışmaları ile neden hedef tahtasına oturtuldu? Neden fütursuzca saldırılar arttı? İzah etmeye çalışayım.
Malum Don Kişot, İspanyol şair ve romancı Miguel de Cervantes'in kendi dilinde yazdığı romanın ve o romanın kahramanının adıdır. 1605'te yayınlanmıştır.
Aldatılan, oyalanan, genetiği ile oynanılan, milli ve manevi duyguları törpülenip ülküsü ve heyecanı yok edilen, asıl mecrasından saptırılarak atıl bırakılan ve Balgat trafosunda toplanan tüm enerjisi, gizlice döşenen yer altı kablosuyla AKSARAY’A aktarılan ülkücü Türk Gençliğine son bir kez olsun seslenişimdir!
Türkiye'de hepimizi yakından ilgilendiren çok önemli gelişmeler yaşanıyor... Türk milleti zorda darda!
Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildiğinde büyük bir umut yaratmıştı. Retoriği zayıf, geçimsizliğiyle ünlenmiş Baykal’dan sonra bu sevimli görünen mütevazı kişiyi, Gandi bile dediler, partili partisiz halkın çoğunluğu sevmişti. Erdoğan da bunun farkındaydı kuşkusuz, iyi anlar böyle işlerden. Baykal gibi kolayca ikna edebileceği biri olmadığını da biliyordu; bu nedenle yıllarca sürekli onu kötülemeye, şeytanlaştırmaya çalıştı, Bay Kemal’siz konuşması hiç olmadı ve bu çok işe yaradı.