PKK’nın derdi İsrail’le bütünleşmek. Diğer tarafta ise, bizde bir kesim, “İmralı konuğu” Abdullah Öcalan’a yalvar yakar. “Abdullah lütfen... Ne olur şu adamlarına seslen silahı bıraksınlar!”

Adam hapiste, silah bıraktırmak için yalvarıyorlar. Önce hapisten çıkaracaksınız. Kandil’e mi gönderisiniz, Suriye’ye mi, yoksa tercihi ona mı bırakırsınız?!... Adam silahlı kuvvetlerinin başındayken, “Silahı bırakıyoruz.” dediğinde bırakılır. O hapiste, sen ona bir şey vermeyeceksin, silahı bıraktıracaksın. Niye dinlesinler ki onu.

Abdullah’ı hapisten çıkarıp TBMM’de konuştursanız ne yazar. Yine ne vereceğin önemli. Vermeden hiçbir şeyi alamazsın.

Ali Kemal Özcan’ı biliyorsunuz. 2019’da, iktidar partisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini 13 bin oy farkıyla kaybedince seçimi yeniletti. Fikir şu idi: Abdullah Öcalan’dan mektup getirttirirsek, PKK uzantısı HDP’nin oyları bizim adaya gelir.

Abdullah Öcalan’dan mektup getiren desem, hemen aklınıza gelir. Ali Kemal Özcan. Arada konuşuruz. Ve burada anlattıklarını veririz. Sosyoloji profesörü. Onun için Abdullah Öcalan bir tarafa PKK bir tarafa.

Ali Kemal Özcan, mektubu getirdi ama mektup ters tepti. Ak Parti iktidarının, şimdi yerine kayyım koymak için bin bir türlü manevra yaptığı Ekrem İmamoğlu büyük oy farkıyla (806 bin) belediye başkanlığını pekiştirdi.

Abdullah Öcalan’ı en iyi tahlil edecek isimlerinden Ali Kemal Özcan bir tivitinde (X) “Çözüm falı” başlığı altında Abdullah Öcalan’a yalvarılsa, ayağına kapanılsa dahi ne netice alınacağını 20 maddede sıralıyor. İlk yedi madde bize bir fikir verecektir:

“1-Öcalan örgütüne ‘lağvetme’ çağrısı yapmaz. 2-PKK'yi 2002’de feshetti, PYD’yi etmez. 3-Önderliğini bitirecek iş yapmaz. 4-‘Silah bırak’ çağrısı yapmaz. 5-‘Türkiye'ye karşı silah kullanmayı bırak’ çağrısı eder. 6-PKK silah bırakmaz, silah PYD'de. 7-PYD silah bırakmaz.”

***

PKK, Suriye’de değişen şartlarda, kendilerine bir fırsat doğduğu hesabı içinde. Türkiye bu hesabı bozmak için, Şam’ın yeni yönetimiyle sıkı temas hâlinde. Ahmed eş-Şara’nın Beşşâr Essad’ın sarayına oturmasında Türkiye’nin rolünü bütün dünya biliyor. Ahmed de önce doğduğu ülkeye Suudî Arabistan’a gitti, sonra Türkiye’ye geldi. Suudî Arabistan’a para ihtiyacı için gittiği düşünülse de “şükür” için de gittiğini akla getirmek gerek. Hanımıyla birlikte umre için Kâbe’ye uğradı.

Ahmed, ülke bütünlüğünü şart görüyorsa PKK’ya tavrını net koymak mecburiyetinde. Elbette destek Türkiye’den gelecektir.

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda hiçbir surette PKK’nın güçlenmesine izin verilmesini istemiyor. Bir kıpırtı görse bomba yağdırıyor. Ama bir tarafta ABD var ve ABD orada İsrail için var. İsrail istemediği surece askerini çekmesi düşünülemez.

Netanyahu’nun ABD’ye gidişi, Trump’la görüşmesinin ardından ABD Başkanı’nın Gazze’ye kendilerinin gireceğini söylemesi Siyonistlere nasıl kölelik ettiklerinin delilidir. Hizmetleri kusursuz. Trump“Oturun lütfen padişahim!” der gibi, katliamcı Netanyahu’nun altına koltuk çektiği görüntüyü bütün dünya seyretti.

İsrail’e uşaklık edenler, İsrail istemeden, asker çekmesi düşünülebilir mi?

Çekse bile hesabı vardır.

***

Suriye’de PKK’nın uzantısı DSG dedikleri örgütün başında “Mazlum” adını kullanan biri var. Abdullah Öcalan’ın “manevî oğlu” diye lanse ediliyor. Onun yanında yetişmiş.

PKK ajansı gibi çalışan Rûdaw’ın 3 Şubat 2025’te geçtiği haberde, bu “Muzlum” denen adam DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi” diye tanıtılıyor ve o Mazlum Abdi’nin “ABD, İngiltere ve Fransa'nın DSG ile Şam yönetimi arasında arabuluculuk yaptığını söyledi. Mazlum Abdi, Suriye’de özerklik değil, ülkenin bütünlüğü içerisinde merkezi olmayan bir devlet yapısı talep ettiklerini kaydetti.” haberini veriyor.

DSG, bünyesinde PYD, YPG kuruluşları var. Güya PKK’lı görünmemek için birtakım harf yığınlarıyla adlarını değiştiriyorlar. Hepsi aynı.

PKK’nın Suriye uzantısı, fırsatı yakalamışken kapıyı sonuna kadar açmak istiyor. Zarar asıl Türkiye’ye verilecek. Suriye’de ayrı statü alan Türkiye’ye yürüyecek, bizden de ayrı statü isteyecek, geçmişte olduğu gibi, “eyalet sistemi”nden bahsedilecek. 2013-2015 çözüm=çözülme döneminde HDP/PKK uzantıları sokaklara çıkıp “özerklik” çığırtkanlığı yapmadılar mı?

Uzatmamak için “Prens Sabahattin”, “Ahrar Fırkası”, “adem-i merkeziyet” tartışmalarına şimdi girmeyeceğim.

Türkiye’de PKK’nın oyununa gelenler “eyalet sistemi”ni dillendirirler.

Biz Yeniçağ gazetesi olarak 2004’ten beri “bölünme”nin kapısını aralayacak “eyalet sistemi” halkımıza anlatırız.

***

Divanü Lugat-it nedir, neyi amaçlamıştır..? Divanü Lugat-it nedir, neyi amaçlamıştır..?

Suriye’nin kuzeyinde, sınırımızın hemen ötesinde görünmez el İsrail’dir.

Suriye PKK’sının içinden İlham Ahmed adlı kadın İsrail’in Jerusalem Post’una konuşuyor, “Suriye’de İsrail’in rolü kritik öneme sahip. Onlarla temas kurmak büyük önem taşıyor.” ifadesini kullanıyor. Bu cümle kurulduktan sonra daha ne demişin önemi kalmıyor.

Başından beri Türkiye’nin bildiği oyun. İsrail’le iş birliği yapan, ABD’yi, Fransa’yı İngiltere’yi daha başka ülkeleri arkalarına alırlar.

Onun için Türkiye’nin tek ses olması şart.

Arslan Tekin - Yeniçağ

Editör: Kerim Öztürk