Sovyetler Birliğinin tarihe karışmasından sonra Devletimizin kadim  Türk Dünyası misyonuna uygun  olarak ve tarihi milli bir sorumluluk  bilinci ile  başlattığı 'Büyük Öğrenci Projesi' ve Doğu Türkistan Türklerine özel  olarak tanıdığı  Türkiye’de yüksek öğretim ve eğitim imkanlarından yararlanarak ülkemize gelen ve yüksek Lisans  ve Doktora seviyelerinde  eğitimlerini başarılı bir şekilde tamamlayan  onlarca Uygur Türkü  eğitimli genç Uygurlar T.C. vatandaşlığı başvuruları kabul edilmediği için çaresizlik  ve üzüntü içerisinde Türkiye’yi terk ediyorlar.

Türkiye’de Lisans,Yüksek Lisans ve doktora eğitimlerini başarı ile tamamlayan ve   ana Lisansları Uygur Türkçesinin yanında İngilizce başta bir çok yabancı dili bilen,  aynı zamanda Çinceyi mükemmel şekilde  konuşup yazan bu  Doğu Türkistanlı öğrencileri Çin işgal yönetiminin   Doğu Türkistan’da 2017’de başlattığı Çin tipi Toplama Kampları ve toplu tutuklama kampanyalarından sonra  tutuklanacakları için ülkelerine dönemediler. Bunun üzerine  Türkiye’de kalabilmek için   T.C.Vatandaşlığına   müracaat etmişselerde  ve ancak  çoğunun bu yöndeki bu müracaatları reddedildiği için  büyük sıkıntı yaşıyorlar. Bir kaç dil bilen  iyi yetişmiş/yetiştirilmiş  bu donanımlı  Gençler  ülkemizde kalarak   Türkiye Cumhuriyeti devletimize en  iyi şekilde hizmet edebilecekken  Vatandaş olamadıkları için büyük sıkıntılar yaşadıkları yabancı ülkelere gitmek zorunda kalıyorlar.

Türk Yunan Savaşı hazırlığı var! Türk Yunan Savaşı hazırlığı var!

Prof.Karluk : Eğitimli Uygur Gençler   Çaresizce ve üzüntülü olarak Türkiye’yi Terketmek zorunda kaldılar

 Kendisi de Doğu Türkistanlı Uygur Türkü bir bilim insanı olan aynı zamanda Ankara-ABV.Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr.Abdurreşit Celil  Karluk bu duruma  tepkisini twitter üzerinden yaptığı  : ” Türkiye’yi çoğu Türk(iye) vatandaşından daha çok (karşılıksız) sevdiğini bildiğim gençler ne kısmetse senelerce yasal ikamet ettiği halde TC vatandaşı olamadılar ve hiç güvencesinin bulunmadığından en son çareyi Türkiye’yi terk etmek de buldular. Çoğu eğitimliydi..  

Uygur-turku-meryem-sultan | Doğu Türkistan Bülteni Haber Ajansı

Meryem Sultan: Hakkım olan Vatandaşlığım Verilmediyse de  Ben Yine de  Türkiye’yi Seviyorum

Doğu Türkistan’in Aksu kentinden olan ve 2010 yılında Ülkemize gelen Uygur Türkü Meryem  Sultan Ankara-Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde Yüksek Lisansını tamamlamış ve Ankara-HBV.üniversitesinde doktora öğrenime başlamış. Geçtiğimiz yıllarda  Aksu’da  yaşayan Anne ve babası  Kendisinin Türkiye’de öğrenim gördüğü gerekçesi ile Çin tipi toplama kamplarına hapsedilmişti. Meryem Sultan Anne ve babasının  tutukluluk  durumunu çeşitli Türk ve yabancı Tv.lara çıkarak anlattı ve  çeşitli yerli ve yabancı medya organlarına raportajlar verdi ve sosyal medya üzerinden Annesinin kurtarılması için büyük savaşlar verdi. Kendisi Lisans eğitimini Çin’in başkenti Pekin’de bulunan Merkezi Milletler Üniversitesi Türkoloji bölümünü tamamlayıp Türkiye’ye gelmişti. Vatandaş olamadığı için geçinebilmek için Üniversiteler veya her hangi bir işte çalışma  izni  olmadığı  için bir  süre önce Norveç’e  sığınmacı olarak gitmek zorunda kaldı.  Meryem Sultan bu durumunu twitter hesabından şöyle  paylaştı : ” @MeryemSultan86  

Sağolun Hocam, Dünyanın öbür ucundayım, ama Türk dilini ve kültürünü araştırmaya gücüm yettiği kadar devam edeceğim. Hakkım olan vatandaşlık verilmediyse de  yine de Türkiye’yi seviyorum.”

Doğu Türkistan Meselesine Dair Doç.Dr Erkin Emet İle Röportaj

Prof. Dr.Emet : Uygur Türkü Gençlerin Bu Durumunu Yetkililere İlettik ama, Dönüş Olmadı

Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Bilim adamı olan ve Ankara Ün.OTC.Fakültesi  Çağdaş Türk Lehçeleri Öğretim üyesi Prof.Dr.Erkin Emet, eğitimlerini Türkiye’de tamamlayan, ancak,Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları  sebebiyle  ülkelerine dönemeyen bu ğitimli Uygur gençlerinin bu durumu hakkında şunları söyledi : ” Çin’in başkent Pekin olmak üzere bir çok kentlerdeki önde gelen Üniversiteleri tamamlayıp Türkiye’ye gelen ve başarılı olan onlarca  işsiz ve zor durumda olan  Uygur  Türkü gençler  vardır. Bu genç Kardeşlerimi bana geldiler ve bu durumları hakkında benden yardım talebinde bulundular.Ben de bu  eğitimli Uygur gençlerin durumunu bir rapor şeklinde yetkilii makamlara ilettim ve kendilerine   bizzat bu  hususları  kendim şöyle anlattım :

  • Bu gençler  yüksek öğrenimlerini  Çin’in en iyi Üniversitelerinde başarılı bir şekilde tamamlayan ve ülkemize  Y.Lisans ve Doktora eğitimi için gelmişlerdir.
  • Bunlar ana dilleri  Uygur Türkçesinin yanında  çok iyi derecede Çince,İngilizce ve diğer dilleri biliyorlar. Ayrıca, yıllarda Çin’de kaldıkları için Çin hakkında önemli bilgi birikimine sahipler.
  • Bunlar Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırım uygulamaları sebebiyle geri dönemiyorlar.  Çalışma izni olmadığı için  çalışamıyorlar dolayisiyle  geçim sıkıntısının yanında ,ailelerinden haber alamadıkları için  büyük zorluklar yaşıyorlar.
  • Bu Uygur Türkü gençler  bir kaç yabancı dil biliyorlar ve  iyi yetişmiş eğitimli hazır kadrolardır. Bunların devletimizce değerlendirilmelidir.
  • Bunun için bu  iyi yetişmiş eğitimli gençlere T.Vatandaşlığı  verilmesi   kendilerinin sıkıntılarının sona erdirilmesinin yanında ülkemizin çıkarları  açısında uygun olacaktır.

Atatürk Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi açılışında

Kendilerine Ataürk’ün DTC.Fakültesi   Örneğini  Hatırlattım.

Prof.Dr.Emet kendisinin  bizzat görüştüğü sayın yetkiliye  Atatürk’in 1930’lu yıllarda DTC.Fakültesi kuruluşundaki uygulamaları örneğini hatırlattığını söyleyerek sözlerini şöyle devam ettirdi : ” Atatürk DTC.Fakültesini kurarken,öğretim üyesi açığını Bolşevik  devriminden sonra Türkistan,Kazan ve İdil Ural Bölgesinden Türkiye’ye ve bazı Avrupa ülkelerine sığınan bilim insanlarını Türkiye’ye davet ettiğini ve  ülkemizin Türk dili,Tarihi ve coğrafyası konusundaki ilk bu bilim yuvasına öğretim  üyesi olarak  atandığını ve bunlardan  bu şekilde en iyi şekilde yararlandığını anlattım. Ayrıca,bu Uygur Türkü gençlerin de çok donanımlı iyi yetişmiş insanlar olduğunu aynı şekilde Üniversitelerde yararlanılabileceğini arz ettim. Türkiye’deki hemen hemen tüm Üniversitelerinde  çağdaş Türk Lehçeleri bölümü kurulduğunu bir çoklarında ise Uygur Türkçesi  eğitimi verildiğini  anca Uygur Türkçesi bilen öğretim üyesi  olmadığı için yeterince   başarılı  olunamadığını ve bu  Uygur Türkü gençlerin bu konudaki öğretim elemanı açığını kapatabileceğini  de anlattım. Ancak, bu müracaatımıza   şimdiye kadar hiç bir dönüş olmadı. Bir Çok  Yetenekli ve  Eğitimli   Uygur Türkü gençlerimiz Türk Vatandaşı olamadıkları için  çaresizce   son zamanlarda çeşitli Avrupa ülkelerine sığınmak zorunda kaldılar. Bunlar aslında Türkiye’de kalmak kendilerinin ve çocuklarının dini ve milli hayat ortamında yaşamak ve evlatlarını yetiştirmek arzusunda idiler. Ama ne yazık ki bu arzularını Ülkemizde gerçekleştiremediler. T.C.Devletimizin  öğrenim bursu vererek yetiştirdiği bu gençlerin yabancı ülkelerde heba olması bir dramatik bir durum ve bu vaziyet beni son derece üzmektedir. “şeklinde konuştu.

Hamit Göktürk (UYHAM)

Editör: Kerim Öztürk