PKK'lı Leyla Zana, 7 Haziran'da da milletvekili seçilmiş ve hiçbir problem yaratmadan TBMM kürsüsünde milletvekilliği yemini etmişti. Çünkü o günlerde HDP'ye imaj çalışması yapılıyordu. "HDP Türkiyelileşti" gibi maske yakıştırmalarla PKK'nın partisi şirin gösteriliyor. HDP'nin yetkilileri de bu konuda çok güzel rollerini oynuyordu.
HDP böyle bir imaj rüzgârıyla %13 oy oranıyla meclise girdi. 1 Kasım seçimlerine de PKK'nın saldırı atmosferiyle girilse de kıl payı ile meclise tekrar girmeyi başardı.
7 Haziran seçimleri öncesi "Seni Başkan yaptırmayacağız" lakırdılarıyla CHP Genel Başkan Yardımcısının bile oyunu alan HDP, 1 Kasım seçimlerinden hemen sonra birçok yetkilisiyle "Başkanlık sistemi tartışılabilir, destekleriz" açıklamalarını yaptı. Aslında gözü, kulağı, beyni olanlar için oynanan oyunlar çok net gözükmektedir.
AKP-HDP aile ortamına geri döndü. HDP "Başkanlık Sistemi" için sıcak mesaj verirken, 7 Haziran seçimlerindeki imajını da terk ederek tekrar bölücülük misyonunu TBMM'nde bir kez daha gösterdi. Aslında hep bölücü, hep PKK'lı idiler. Bundan zerre taviz vermediler. Ama AKP ile rollerini güzel oynadılar.
7 Haziran seçimleri sonrası yapmadığı alçaklığı, 1 Kasım seçimleri sonrası yapan PKK'lı Leyla Zana bunun bir örneğidir.
AKP-HDP ittifakı bundan sonra "Al gülüm-ver gülüm" ilişkisinde devam edecektir. AKP "Başkanlık Sistemini" alacak, HDP de "özerkliği, Öcalan'ı" alacaktır. AKP HDP'ye kızacak, HDP AKP'ye kızacak, halk bunlarla uyutulurken herkes hedefine ulaşacaktır.
PKK'lı Leyla Zana'nın "Büyük Türk milleti" yerine "Büyük Türkiye milleti" diyerek ettiği yemin, bir nokta atışıdır. Aslında PKK'lı Leyla Zana "Türk milleti demeyin. Siz Türk milleti derseniz birileri de Kürt, Laz milleti der. Millet demek yeterli" diyen Recep Tayyip Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanının varlığında pek de önemli biri değildir.
Şimdi PKK'lı Leyla Zana çıkıp "Ben Türk milleti demeyin diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısına uydum" derse kim ne diyecektir?
"Türk milleti demeyin" diyen Cumhurbaşkanı…
"Milliyetçilikle hesaplaşma vakti gelmiştir" diyen Başbakan…
"Türk diye bir ırk yok" diyen AKP milletvekili…
"AKP ile birlikte hepimiz Türk olmaktan kurtulduk" diyen AKP milletvekili…
"Türklüğü Anayasadan çıkaracağız" diyen AKP milletvekili…
Öcalan'ı övenler, yüceltenler AKP milletvekili…
Türkiye'nin %49 oyunu alanlar mı yoksa PKK'lı Leyla Zana mı öncelik olmalı? Aslında hepsiyle mücadele tavizsiz olmalı… Anlatmaya çalıştığım bir AKP'li ile PKK'lı Leyla Zana arasında hiçbir fark yoktur. Hepsinin hedefi ortak ve aynıdır.
HDP, 7 Haziran akşamı barajı geçip meclise girdiğinde AKP'liler çıldırmış gibi, o güne kadar akıllarına getirmedikleri şehitleri, askerlerimizi, polislerimizi, vatanın bölünmezliğini hatırlayarak, herkese hakaret, küfür edip saldırıyorlardı. 1 Kasım akşamı tekrar tek başına iktidar koltuğuna oturunca HDP'yi eleştiren bir tane AKP'liye rastladınız mı?
PKK'lı Leyla Zana "Büyük Türk milleti"  demediğinde, yemini boykot ettiğinde bir tane eleştiri yazan aktroll gören oldu mu? Eleştiren AKP'li yetkili oldu mu? Cumhurbaşkanına bile PKK'lı Leyla Zana'yı sordular "Benden görüş almayın" tepkisini verdi.
Tüm oyunlar Türk milletinin bölünmezliği ve Türklük üzerinde…
Türklüğün namusunu koruyan MHP'nin bir haklılığı daha ortaya çıkmıştır.
AKP-HDP bir ailedir. Bu ailenin ilişkileri hakkında hangi uyarı ve tespiti yaptıysa hepsinde haklı çıkan MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi önümüzdeki günlerde herkes daha net anlayacaktır.
"Hayır'ın" anlamları ortaya çıkıyor bir bir…