Türk milletinin başına musallat olan belaları def etme misyonu ile kendini ebedi görevli kılan Türk milliyetçileri bugün maalesef kara günler yaşamaktadır. Tehlike tehdit ve ihanetin iç ve dış boyutu hiç kimsenin mücadele azminden bir şey kaybettiremez. Sadece ödenen bedelleri artırır. Bu sürecin avantajlıları imtiyazlıları ve taşeronları olsa da yel kayadan hiçbir şey koparamaz. Dünyanın kalbi olan bu coğrafya ve en gözde milleti olan Türk milleti ile bu kadar uğraşılmasını anlamak zor değildir. ”Türkiye Türklere bırakılacak kadar önemsiz ülke değildir” diyen oryantalist haçlı Siyonist batılılardır. Her seferinde avuçlarını yalayıp tabanlarını yağlayarak, kaçmalarına rağmen kuyruk acıları ders almaları hiç bitmez. Bu kuyruk acısı değişen zamana şartlara ülkelere ve ülke yönetim şekillerine rağmen sabittir. Bu kin sahiplerinin Islahı tedavisi asla mümkün olmaz. Bu aşağılık kompleksi hiç bitmek bilmez.Krallar, imparatorlar, liboş, godoş, emperyalist, kapitalist, komünist, sosyalist ve faşist ne kadar batılı ülke varsa değişmeyen yönleri haçlı taassubu ile Müslüman Türk’e olan ortak kinleridir. Tanzimat la başlayan” Bundan sonra gavura gavur denmeyecek” diye duyurusu yapılan batılaşma macerası bize üç kıta yedi deniz hüğümranı cihan devletimizi kaybettirmiştir.Bu tarihi olaylardan yeterince Türk milli bilinç ve hafızası güçlenmiştir. Bugün farklı kılıf niyet ve dayatmalarla bir daha karşımıza gelen bu dünyanın şuur altının iyi okunması ve hata yapılmaması gerekir.Sayısız haçlı savaşları ile Türklerden dersini alan batılıların şark meselesi şuur altıdır.Burada sahnedeki aktörlere rağmen son sözü ülkücüler söyleyecektir.Bu ülkeyi kuran anlayış Türk milliyetçiliği ideolojisidir.Komünizme karşıda dost düşman herkesin üzerinde ittifak ettiği gerçek Başbuğ Alparslan Türkeş’in öncülüğünde verilen efsane mücadele ile kızıl kuşatma yarılmıştır.Diyalektik materyalizm gereği yeni evreler beklenirken Komünizm tarihin çöp sepetine gönderilmiştir.O gün ülkücüleri anlayamayan veya hata yapanlar bugün hala özür kuyruğunda yada kuyruk acısındadırlar.Bugün özetle gelinen nokta yıllarca aynı ittifak sisteminde olduğumuz ve bedeller ödediğimiz bu dünya AB üzerinden ABD destekli dayatmalarla Türkiye’yi ayrıştırarak bir yerlere zorluyor.Türkiye ye nerede ise dünyada, Müslümanlıkla aynı anlama gelen Türklük algısı etnik kimlik olarak, her türlü psikolojik harekatla, iç ve dış bir kuşatmayla, tasfiyeye zorlanıyor.Bize Türklükten vazgeçin diye, Öcalan ve örgütünün arkasına sığınarak, sütre gerisinden ateş ederek dayatanlar, uyum yasası ve AB süreci ile tasfiye seferberliği başlatanlar Almanlığından,İngilizliğinden,Fransızlığından,İspanyolluğundan,acaba vazgeçerler mi? Onlara şahsiyetli mili diplomasi ile bu soruyu sormak Stratejik derinlik uzmanı akademisyen dış işleri bakanımızın ve sayın başbakanımızın görevi değil midir? Maalesef Türkiye’nin kuruluş esasları ve Türk milli kimliği ile uğraşmak AB kılıfı ve maskesi ile yapılmaktadır. Avrupa ülkelerinin vaz geçmediği milli kimlikten bizi vazgeçirmeye zorlamak Türk milleti ile alay etmek ateşle oynamaktır. Bunu ülkede kabul edecek bu ülkenin ekmeğini yiyen havasını teneffüs eden kimse asla çıkmayacaktır.Çıkana da bu millet bakacak ve bir kenara not edecektir.İşte bu tasfiye operasyonunu bozmak, Türk milletine teşhir etmek, anlatmak, ikaz etmek, maskeleri indirtmek için fetih ruhu, alperen,asımın nesli,istiklal harbi ruhu geri gelmeli Türk milleti uyandırılmalıdır.Necip fazıl kısa Küreğin “yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya” şiirini yıllarca okuduk,bir daha okuyarak ayağa kalkmalıyız.Bu görev Türk milliyetçilerinin ülkücülerin ve Türk milletinin teslim alınamayan son kalesi MHP lilerin görevidir.Kendisini dün, bugün ve yarın ben ülkücüyüm MHP liyim diyen herkesin demokratik meşru ter akıtan gönül seferberliği başlatan destansı bir mücadeleye çağırıyorum.Kendi kendine vatan kurtaran rolünden gerçeklerle yüzleşmeye sonsuz fedakarlık mesai kavramını aşan bir gayretle ülke adım adıma dolaşılarak bozulmak istenen kardeşlik ve birliğimizin sonsuza kadar sürdürülmesini sağlamak zorundayız.Aksi takdirde başbuğun şehitlerin ve ceddimizin yüzüne mahşerde nasıl bakarız? Gelecek kuşakların hesabından kurtulabilir miyiz?. Hiç kimse parti içi mazeretleri ulvi yüce bir davayı Türk milletinin varlık ve beka davasının önüne koyamaz. MHP liler ülkeyi ayağa kaldırmalıdır. Koltuk sevdalılarına karşılıksız ülke sevdaları ile destansı bir ders vermelidirler. Anayasa yazdırma tavsiyesi yapan dünyanın en vahşi ölüm şebekesinin cüret bulduğu bu ülke şartları değişmelidir. İmralı süreci durmalı Türk milletinden özür dilenmelidir. bunu yapanlar Türk milletine hesap vermelidir. Türk milletinin ismi ayağa düşerken oradan kaldırıp baş tacı etmek anayasada ve hayatın her alanında sonsuza kadar var etmek her Türk evladının ve Ülkücülerin ibadet görevidir.
TÜRK MİLLETİ MHP ÖNCÜLÜĞÜNDE KUŞATMAYI YARACAKTIR
Sabri ŞENEL
TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN ASLA HİÇ BİR MAZERETİ OLAMAZ