Hava çok soğuk, moralim bozuk ,kışın ortası, boş gözlerle Gümüşhane'deki Harşıt Çayı'nın sesini dinliyorum ,şehre girişteki köprüye doğru bakıyorum. Gülpalası o zamanlar biz işletiyoruz. Köprüye doğru bakarken , üzerinde sadece gömlekle o kış gününde gelen birisi dikkatimi çekti. Allah Allah bu kış soğuğunda kim bu diye düşünürken ,baktım şahıs bana doğru geliyor. Çok şaşırdım gelen bizim Fuat Altun'muş. Üşümüş ,bitkin bir hali var. Hemen sarıldık,hoş beşten sonra,bir çay içtik . Otelin yazıhanesine aldım onu ,yazıhanede asılı kazağımı verdim ,giyindi.Birlikte anamın evden gönderdiği yaprak sarmalarını yedik. Fuat ne oldu dedim?
Zaten sakin ,efendi bir yapıda olan Fuat kardeşim, bitkin bir halde gözleri donuk ,uzağa bakar bir biçimde anlatmaya başladı: ''Okulda (Gir. E.Ens.)beni öldürmeye kalktılar ,ceketimi bile alamadan zor kaçtım.''dedi. ''Ancak beni asıl üzen ,beni Allahsızlara muhbirleyenin çok yakınım olması'' ,diye de sözüne devam etti... Bu cümleyi sonradan anladım,durumu açıkça da yazmak istemiyorum. Çünkü Fuat Kardeşimin ölüm olayı çok değişik ve yürek dağlayıcı...Otelde biraz uyuyup dinlendi ,akşam üzeride kalktı Kelkit'e gitti.
Rahmetlinin ölümünü, Beyşehirde ilk görev yerim olan bir köyde, akşam namazından sonra misafir olarak bulunduğumuz bir komşunun evinde, haberlerde duyunca şoke oldum. Yanımdakiler hocam ne oldun birden bire dediler: O öldürülen arkadaşımızdı ,o can dı,o tertemiz bir yürekti,onda menfaat yoktu,o samimi bir Müslüman Türk evladı idi... Diyebildim . Beni eve götürdüler,içim sızlamıştı. İnanın çok üzülmüştüm, bu efendi namazında niyazında ,sessizce yaşayan insandan ne istediler?Allah rahmet eylesin.
Fuat Kardeşimin ölüm yıldönümünde ,mezarının resmini görünce yine aynı sızıları hissettim . Şu anki ve o zamanki yaşanılanlar gözümün önünden geçmeye başladı.Şimdiki durumlara bakıyorum,o zamanki saf temiz' sadece vatan,bayrak,millet ,Allahın nizamı ülküsü sevdamıza bakıyorum,içim burkuluyor'...Fuat kardeşim,onun gibiler niçin öldüler ? Diye de kendime sormadan edemiyorum...İkballeri için bulanık sularda balık avlayanlara ,pahaneler üretenlere ,istismar edenlere,işi bitince çekip gidenlere,davayı satanlara diyecek o kadar sözümüz varki ? Etrafımız insan dolu,dolu olmasına doluda ,güven ,idealizm,sorumluluk, o aşk nerede?Küçücük çıkarlar için insanlar karşısındakilere yalakalık yapıp duruyor.Sırtını döndüğünde hemen hançerleniyorsunuz . İlk süküt-u hayale uğramam , insanlık adına yaprak dökümünü Eğitim Enstitüsü son sınıfta yaşadım. Okuldan bir yıllığına uzaklaştırılmıştım,niye uzaklaştırıldığımı da bilmeden...Sebebi belli yabancı ideolojilere karşı olmak,milliyetçi mukaddesatçı olmak.Rahmetli İsa Bulgur kardeşimle okula gittik,bizim arkadaşlar Beden Eğitim salonunun olduğu kısımda idi. Asıl binada ise bugünün PKK lıları, o günün sol örgüt fraksiyonları karışık okuyorlardı,buna okuma derseniz tabii...Adamlar hiç ders yapmadan ,Gümüşhane'nin cadde ve sokaklarında ,kimler hedef gösterilmişse ,döverek,cam kırarak,tahrip ederek ,eylem yaparak iki ayda öğretmen oldular. Çoğuda Türkçeyi bilmeden...
Biz her merdiven çıkışımızda ,beni de derneğe kayıt yap diyen arkadaşlar bize hoşgeldin diyecek yerde , geri çekilip bizden kaçtılar. 800 civarındaki arkadaştan 3 arkadaş bize hoşgeldin diyebildi.(Bu arkadaşlardan birtaneside O zamanki MHP İl başkanı Osman Ateş Amca'nın kızı Çiğdem Ateşti.) Sebep ise karşı binadaki DHKP-C ve diğer örgüt elemanları durumu görür de okuldan atılma olayları olur diye! Peki ya biz ne olacağız? Demek biz ölmüşüz de ağlayanımız yok... O gün çok üzülmüştük.Çıkar ve menfaatlerin gözü kör olsun,insanlığı ortadan kaldırıyor.
Körfez Belediyesini Erhan Yenilmez Bey arkadaşımız kazanmıştı,koalisyon döneminde ; durum açıklanınca ,iki arkadaşla partiye tebrik etmeye gittik,ancak partinin ikinci merdiveninde kaldık ,daha yukarı çıkamadık. O kadar çoğunu hiç görmediğim kalabalık birden bire yığıldı ki bizler yine diskalifiye olduk, yukarı çıkıp Erhan Bey'i tebrik bile edemedik. Şu ana kadar bu durumlar hep böyle oldu. Zorluklar hep bize,acılar ölen can arkadaşlarımızın ailelerine,şehitlerimizin analarına,eşlerine ,çocuklarına. Ailelerin çığlıkları hep kulaklarımızda ,yerken ,içerken ,gezerken,her an her yerde,çile bizlere ...Allahü Ekber. Hocam beni Erhan Beyle tanıştır ,ne olursun ,belediyenin bazı etkinliklerinin resimlerini çekeyim diyen vatandaş,bugün AKP li olmuş,iş adamı olmuşlar ihaleler alarak malı götürüyorlar ,o adamlarla konuşmak da imkansız olmuş ,anlarsınız ya !
Yunusun odunları gibi dümdüz olmak ,işinde,ibadetinde,yaşantında dümdüz olanı bulmak ne kadar zor...Tek dileğimiz: Yanlışlar ,çıkarlar bizden uzak olsun ,yaşantımız Ömer'in adaleti üzre yaşamak olsun.Sünnet-i Seniye üzre yaşamaktan bizi Mevlam ayırmasın inşaallah,diyoruz. Dava bu ,inanç bu ,adil olma bu... Vatan ,millet ,bayrak,inançlarımız için ölenlerle bir olarak yaşamak ,FUATLARI,DURSUNLARI ,SÜLEYMANLARI,unutmadan ,sınırda ,her yerde ölen TÜM ŞEHİTLERİMİZİ unutmadan yaşamak ,şiarımız olmalı diye düşünüyorum.Allah ü Ekber...
Herşey esgisi gibi değil artık ,elini veriyorsun kolunu kurtaramıyorsun. Ülkemizin hali içler acısı, siyasi erg ortamı güllük gülistanlık göstermeye çalışıyor. Yapılan onca siyasi hatalar yüzünden komşu ülkelerdeki müslümanlar bile perişan olmuşlar. Irak ,Suriye ve diğerleri BOP projesinin hatırına ,müslümanlar rezil rusyav olmuş durumdalar. Ölümler,katliamlar devam ediyor. Ülkemiz bölünmenin eşiğinde iken,onca katil ,vatan haini serbest bırakılırken, camianın tutarsızlığı aynen devam ediyor. Bir ilçede bile 7-8 parçaya ayrılan milliyetçiler ,teşkilat hiyerarşisinden kopuk ,sağda solda laklak ile zaman geçiriyorlar. İslamdaki İSTİŞARE müessesesi bir işletilmeye başlansa belkide herşey düzelecek diye düşünüyorum. Çünkü köşeye sıkıştırılan,bölünmeye çalışılan Türkiye'yi herkes görüyor.Dış bütçe açığımız Nisan ayında 10,3 milyar dolar olmuşken bile iktidar yine ortamı çok iyiyiz ,olarak niteliyor. Asgari ücretlinin,emeklinin hali içler acısı iken ,hala insanlar koyun gibi güdümleniyor. Gasp,soygun,hırsızlık,namussuzluk,şerefsizlik diz boyu .O zaman şairin dediği gibi ,insanlara şunu demek lazım:Neden hala oyunda oynaştasınız ,ey insanlar ? Ağlamayan çocuğa süt veren olur mu ? Anlaşılır gibi değil ! Ayağa kalkmalı Sakarya .Emperyalizmin insanları uyuşturmasından bu millet kendini kurtarmalıdır.
Özellikle iyi günlerde , yanımıza sık sık sokulmaya çalışan, zor anlarda bizleri gördüklerinde görmemezliğe veren ,çıkar maymunlarına ,Türk kelimesini ve Cumhuriyeti yok etmek isteyenlere, hainleri affeden beyinsizlere söyleyecek çok sözümüz var.Zaman ,ey zaman şahit ol ,yaradana sığınarak çıkarcıları,hainleri,istismarcıları ,korkakları bizlerden uzak tut ,islamı çıkarı için kullananlarla,vatan hainleri ile bizi aynı kefeye koyma Allahım. Türk Milletini ve İslam alemini kötülüklerden koru Allahım. Amin ...
Saygı ve Selamlarımla...
Cevat NAS