“Dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz...”
“Camileri ahır yapan CHP’ye mi oy vereceksiniz?..”
 “Camileri meyhane yaptılar...
“Camileri depo yaptılar...
“Camileri cezaevi yaptılar...”
“Camiye bira şişeleriyle girdiler...
“Camiye ayakkabılarıyla girdiler...
“CHP zihniyeti ezanı yasakladı...”
“Kabe Arabın olsun, bize Çankaya yeter’dediler. Bu zihniyet, İslam’ın karşısına, hak dinin yerine yapay bir din kurma, helvadan put yapma zihniyeti değil de nedir?..”
“Kendileri yaptılar, kendileri taptılar...”
“Bunlar Fatiha’yı bile okumayı bilmez...”
 “Biz Müslümanız. Birileri Zerdüşt olabilir. O ayrı mesele. Benim Zerdüşt’le işim olmaz..”
 “Bir bulvar açtık, o solculara rağmen, o ateistlere rağmen. Bunlar ateist, bunlar terörist. CHP bunlara bizim gençler diyor.”
* * *
 “AKP tabiriyle”, AKP’li olmayan, AKP’den olmayan bu!
TBMM Başkanlık seçiminde ortaya konan tercihi bununla gerekçelendirmek doğru mudur yanlış mıdır tartışılır.
Ama...
 “Din” dediğin Allah ile kul arasında... Ne CHP’nin ne de bir başka  “kurum”un istese de dinli yahut dinsiz olma ihtimali zaten yokken; sırf, siyaset kürsüsünden Kur’an’ı sallaya sallaya defalarca bas bas dillendirilen malumu ilan etti diye, demek istediğini demeyi hiç istemediği bir manaya büründürerek Yusuf Halaçoğlu gibi adı Türk tarihinin şeref listesinde yer alacak bir alimi kurban verme yarışına girmek, hele de ona  “bağnaz” yaftasını reva görmek...
Hem ayıp, hem yazık...