Gündemi fırıl fırıl dönen bir ülkedeyiz!
Sosyal medyada malum, dolar rüzgârından mülhem yığınla yorum pay ediliyor. Haliyle 3,60’lardan, senenin yarısı dolmadan, lirayı 5 TL civarında kucaklamaya çalışan “$” görünce vatandaş n’apsın?!. Açtı ağzını, başladı konuşmaya.. kaldırdı elini, başladı klavye tuşlarını vurmaya…
“Dolar niye böyle uçtu?”
“Ne yapmak lazımdı?!.”
“AKP içine etti.. #TAMAM artık; CHP kurtarır” ilh…
Bundan sebep bazıları “herkes “ekonomist oldu” çıkışıyla kızıyor, yorumları ve sahiplerini eleştiriyor…
Hata!
Valla ben, vatandaş yorumlarına eleştiri getirenlerle aynı kanaatte değilim! Kendim de iktisat okudum, az çok çakarım ekonomi dilinden... Bizim gibi memlekette ortalama vatandaşın bir ekonomist gibi, yorum koyma telaşını hiç nahoş görmüyorum! Döviz, borsa, altın, enflasyon, dolar, banka, teşvik vs bir sürü tanım ve aracın, vatandaşa yabancı olduğunu düşünmem. Bir Kırıkkaleli Adam Simith, Konyalı Weber, Pötürgeli Merkantilist vatandaş çıkarma potansiyelimiz her daim olmuştur…
Şunu unutmayın! En iyi iktisatçı ve teknik direktör ruhu daima bizim halkın arasında gezinir.
Hepimiz biliyoruz, birbirimize tafra yapacak değiliz hani… Yalnızca kendi ölçü/değerlememi paylaşmak istiyorum; o kadar… Asgari, memlekette 500 Bin $ mevduat, bir apartman ve kirada 2-3 dükkân var ise.. sana hiçbir şeycik dokunamaz kardeşim! Yürüsün yoluna, en fazla kardan zararla vaziyeti bir vadede doğrultursun! Bu, ölçü altı herkesi ihtimal topun ağzında görürüm. 1600 Tl, hatta bu rakamın altında çalışan için diyeceğimiz bir laf yok.. ki onlar hala yaşamakta olup, ilahi bir mucizeyi gerçekleştiriyorlar!
2008/09 sonrası ABD merkezli yerkürede baş gösteren kriz sonrasında “teğet geçen” finans/kapital kazığın, bizi de dürtebileceği pek malumdu… Bu vakit geldi ve “kazık” bizi dürtmeye başladı. Niye? Eğip bükmeyelim, yıllardır iktidar ve sermaye grupları kıçını dahi kıpırdatmadı. Eh.. yandaş tayfa da yüklenici/üstlenici işlerle, kıç cebinden dahi taşan paraları kütürdetince.. kim, ne diye konuşsun ki?
Konuşanlar muhalifti.. gayr-ı milli ve hatta dış güçlerin ajanlarıydı… Garipler sustu.. susturuldu. 10 yıllık süreçte FETÖ bir taraftan, iktidar bir taraftan muhalif temizliğinde pek mahir, çok başarılı olmuştur. İnkar edilemeyecek bir gerçek var ki.. Kemal Derviş’in Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı doğrultusunda yapılan edilenlerle bir yere kadar gelindi ve ondan sonra seyre başlandı; yani stop ettik!
Sorun, sadece iktidarda mı? Hayır.. ne burjuva, ne de sermaye öbekleri milli ve fedakâr düşünebiliyor! TÜSİAD’a bakınız, hiçbir üyesi kurdukları düzeneğin sağladığı kar marjından taviz vermek istemezler. Ara ikame mal ve üretimde kılları dahi kıpırdamaz, değirmen böyle dönsün, derler… Ara ara zırlayıp hükümetten teşvik salvosu yaparlar.. ki üzerlerine fazla gelinmesin.
Fedakarlığa sadece asgari ücretlinin, köylü ve emekçinin mecbur edildiği ülkenin ahvali elbette böyle olacaktır. Kaç yıldır, sabit gelir tuzağındayız.. belli! Her şeyi bilen muazzez vatandaş; yalnız sorgulama ve hesap sorma melikesine sahip değil. Tuttuğu parti sağ olsun, yeter! O partinin elinde Müselmanlık var! “Kudüs bizimdir” diye, ÇİFTLİKBANK’ı açan bir kurnazlar sürüsü ile parasını tuzluk gibi onlara koşturan Osmanlı torunlarımız var!
Kriz/felç hali piyasa koşullarında geçici; ama bizim kafalarımızda kalıcıdır! Kafalarımızda kalıcı olduğu için de dönüp dolaşıp dibimizde patlar durur! Devlet Bahçeli Beğ’in söylediği gibi.. Aldattılar.. Kandırdılar; ve gelecekleri yere geldiler! Bu beyzadelere bir şey olmaz, kardeşim! Geçip giderler… Biraz utanma olsa şayet, 1600 Tl’lik bir memlekette 20 bin TL mebus maaşını kendilerine ar ederlerdi; yok!..
Rantı seven, müsriflikten taviz vermeyenlerin ülkesiyiz. Betonlar ülkesiyiz… 500 Milyar $ borcu bulunan bir ülke; ancak uluslararası finans kapital patronajının kucağına oturur; biz de oturtulduk! Gelin bir araya, samimi ve vatan sevgisinden kaynağını alan akıllı yolları istişare ederek, tavizsiz şekilde hayata geçirin. Bedelini herkesin ama adilce herkesin ödemediği bir düze çıkış yoktur, olmayacaktır!
En başta milli sermaye ve burjuvaya ihtiyaç duyduğumuz çok açık! Tüketim sarmalından kurtulmak gerekliliği bir vakıa!.. Adalet ve hukuk nizamı olmaz ise olmazımız… Burası Anadolu, adamı bedava oturtmazlar! Tek şart ile, bundan sonra bedelini herkes ödesin ve ödenen bedellerin artık hakkı alınsın! O da vatandaşın şuurlu ve samimi, dürüst, ahlaki değerlere bağlılığından geçiyor. En başta vatan, millet sevgisi hamakattan öte, bilinç ve akıldan geçiyor…
Murat Taşdan