Ey kahpe Eylül duyuyor musun beni?
Bak halen ayaktayım ve sana sesleniyorum.
Hani o vatan evlatlarını susuturmak için evlerden aldığın geceler var ya?
Anaların, yavukluların, minicik yavruların gözyaşlarına bakmadan evden aldıkların?
Duvarın dibine çöküp kimseler duymasın diye sessizce babaların çığlıklarının yükseldiği geceler?
İşte onlar adına sana sesleniyorum!
Hani o hücrelerde her türlü insanlık dışı muamelere tutulan yiğitler var ya?
Taş medereseleri Yusufiye’lere çeviren suçsuz günahsız yiğitler var ya?
Secdeye giderken başlarına dipçik yiyenler var ya?
İşte onlar adına sesleniyorum!
Hani o işkencelerden sakat kalanlar var ya?
Senin kahpeliklerinden aklını yitirenler var ya?
İpe götürdüğün DOKUZ TUĞ var ya?
İşte onlar adına sesleniyorum?
Ey kahpe Eylül,
Senelerini çaldığın Başbuğum var ya?
İşte onun adına sesleniyorum?
Bak halen ayaktayım,
Bak halen nefes almaktayım,
Allah’a vermiş olduğum söz için,
Mukaddes bildiğim değerler için,
Yeşermesini istediğim ÜLKÜM için,
İman etmiş olduğum için ayakta kalmaktayım!
Tevellütüm el vermediği için seni yaşamadım zannetme!
Her zaman seni hissetmekteyim,
Ve her zaman sana lanet okumaktayım.
Belki senden intikam almama şimdilik gücüm yetmiyor ama,
O “Din Günü” mutlaka seninle hesaplaşacağım.
Ey kahpe Eylül,
Duy beni!
Duy ki; Türk’ün mücadelesinin dimdik ayakta olduğunu hissedesin,
Duy ki; hesap gününü bekleyesin!
Murat Gedik, 12 Eylül 2013
E-posta: [email protected]