Obama, “IŞİD’in, İslam ile alakası yok. IŞİD, kesinlikle bir devlet de değil. IŞİD bir terör örgütü, bu açık ve net. Eğer başıboş bırakılırlarsa, bu teröristler bu bölgenin ötesine de giderek artan bir tehdit oluşturabilirler, ABD de dahil” diye konuştu.
Bütün dünya biliyor ki, ABD, Afganistan’da da önce Taliban’ı oluşturdu, sonra da onlarla mücadeleye başladı. Taliban’ı kurarken Suudi Arabistan ve Pakistan’ı kullandı, mücadele ederken de...
***
Şimdi de aynı yöntem geçerli. Suudi Arabistan’ın başkenti Cidde’de ABD’nin çağrısıyla sözde terörle mücadele toplantısı düzenlendi.
Toplantıya, ABD, Türkiye, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları katılıyor.
Yani savaşı ABD başlatıyor, terör örgütlerini ABD kurduruyor, sonra da bu örgütlerin kendisi için de tehdit oluşturduğu iddiasıyla bölge ülkelerini kullanarak operasyon yapıyor. Tıpkı El Kaide örgütünü, Afganistan ve Irak’ın işgali için gerekçe olarak gösterdiği gibi...
Obama, “Bu sadece bizim savaşımız değil. Amerikan gücü kesin bir farklılık yaratabilir ama Iraklıların kendisi için yapması gereken bir şeyi biz onlar için yapamayız veya bölgelerinin güvenli kılınmasında Arap ortakların yerini de alamayız” diyerek havadan müdahale dışında kara birliği göndermeyeceklerini belirtti.
Bu durumda, kim savaşacak? Ya Peşmergeler ve PKK, ya da Türkiye!
Obama, sahada bu teröristlerle mücadele eden güçlere desteklerini artıracaklarını bildirdi. Bu kapsamda, Irak ve Kürt güçlerinin eğitim, istihbarat ve askeri ekipmanının artırılmasının önemine işaret etti. Kürt güçleri geniş bir kavram... İçine PKK da giriyor.
Nitekim BDP’li Hasip Kaplan, “Hükümetin geldiği yer, yol ayrımıdır; ya IŞİD’in karşısında olacak ya da IŞİD’in yanında olacak. Türkiye, teröre destek veren ülkeler kategorisine girme riski ile karşı karşıya, bunun sonuçları çok ağır olur” diyor. Tabii AKP iktidarı, böyle bir yol ayrımına, Suriye ile çok iyi ilişkiler geliştirdikten sonra Amerikan talimatı ile bu ülkedeki terörist grupları desteklediği için geldi. Şimdi pirincin taşını bakalım nasıl ayıklayacaklar...
***
AKP iktidarına sığınan eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi ise “IŞİD sorunu askeri yollarla çözülemez. Türkmenler ve Sünnilerin maruz kaldığı zulüm, onlara radikalliğe yönelmekten başka çare bırakmadı. O halde bu olguyu Sünni Arapları hedefe koyarak değil, onlara hakkaniyetle davranarak çözebiliriz” diyor. Böylece IŞİD terörünü mazur görmek gerektiğini belirtmiş oluyor.
Haşimi, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada “Bu ülkeleri, sorunun çözümünde akılcı stratejiler izlemeye davet ediyorum. Bu örgütlere saldırmak onları ortadan kaldırabilir ancak bunlar Irak, Suriye ve diğer ülkelerde nemalanacak başka alanlar bulacaktır. Bu sorunun çözümü güç kullanmaktan değil, Sünnilere onurlu bir hayat sağlayacak bir dizi reformdan geçmektedir” dedi.
Haşimi’nin sözlerinde elbette gerçek payı da var ama bu ifadeler, terörün arkasında nasıl bir organizasyon olduğunu da açığa çıkarıyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da aynı zihniyette ki “Orta Doğu coğrafyasında terörü ortaya çıkartan sebepleri yok etmeden terörist örgütleri yok etmek mümkün değildir” dedi. Peki Orta Doğu’daki örgütlerin arkasında doğrudan ABD ve AKP iktidarı varsa ki var; asıl sorun bu değil mi?