• İSLAMA GÖRE MİLLET VE MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞI (İkinci bölüm)

    • Millet ve milliyetçilik karşıtlığı altında,dindarlık kisvesine bürünerek yapılan ''DİNCİLİK'' İslamiyet'in ve Kur'an'ın ruhuna ve evrensel mesajına aykırıdır.Hatta dine ihanettir.

      Kur'an ayetlerinin ve Allah'ın iradesinin dışlanarak, olduğundan farklı yorumlarla kendi iradesini hak tabir göstermek ve dindar insanların milletine aidiyet bağlarını zayıflatmak ya da büsbütün kopartmaya çalışmak dinciliktir.Kur'an tabiriyle şirktir.Din yaftası altında ve din adına yapılan iki yüzlülükler,müslüman milletimize en büyük zulümdür.

      İslamcılık davası adına,bilerek ya da bilmeyerek,milletin temel değerlerini hedef tahtasına oturtmak,milleti her seferinde etnik parçalara ayırarak konuşmak,dini kullanarak milleti yok saymak,milliyetçiliği inkar etmek; sureti haktan bir davranış sayılamaz...

      İktidarının son on yılda,Türkiye'yi dönüştürmek amacıyla yoğun bir kampanya ekseninde hedefe varmak istediği bilinmektedir.Adının önünde Prof olan ve AKP'nin MKYK üyesi olan şahsın, ''TÜRK IRKI DİYE BİR IRK YOKTUR...'' hezeyanı,ülkemizin son on yılda ne hale getirildiğinin canlı örneğidir.Milli gömleklerini çıkartan sözde İslamcıların zihin arkasında ki Türk düşmanlığının sebeplerini gayet iyi bilmekteyiz!...

      Ülkemizin getirilmiş olduğu noktada,düşünce hayatımızı kökten etkileyen kozmopolit baskının hızla atlatılması gerekmektedir.Türkiye'nin önüne getirilen tuzaklardan kurtulması için,milliyetçi aydınların devreye girmeleri mecburiyet haline gelmiştir.

      12 Eylül darbesinin, milliyetçi aydınların fikir ve düşünce dünyasında ki yaptığı tahribat ve getirdiği yıkım hala aşılabilmiş değildir.Ülke bütünlüğüne ve varlık nedenlerimize iç ve dış saldırılar artmış,bizi biz yapan milli değerlerimiz aşındırılmaya başlanmıştır.

      Psikolojik operasyon tamamlanmış, '' mankurtlaşma'' sürecine geçilmiştir. Artık fikir ve düşünce hayatında ve ülkemizin temel meselelerinde, Türk milliyetçileri fikirleriyle, yazılarıyla, konuşmaları ile etkin rol alarak,karşı taarruz mutlaka durdurulmalıdır...

      ÖZÜRLÜ MİLLİYETSİZLER

      Milliyetçiliği neredeyse '' kafirlik'' gibi sunanlar,bu ülkenin dindar insanlarının,vatana ve millete bağlılık aidiyetini zayıflatmak amacı içinde oldukları gerçektir.

      İslamcı güruhun fikir hocalarından, Ali Bulaç'a göre:

      ''...Nihai ve hakiki iktidar Allah'a ait olduğuna göre kavimlerin Türk,Kürt,Arap,Fars kavim olarak egemenliğini kullanma yetkileri yoktur.Ve sorunları milli devlet yapısı ile çözümlenemez...''

      Aslında bu cenahta olup sürekli ahkam kesenler,Türk Milletine aidiyet duymadıkları için,kendi milliyetlerini açıklamak onlar için de bir borçtur.Bu aziz millet onları da bağrına basmak büyüklüğünü gösterecektir.Ama bir şartla, kendi kimliklerini gizleyerek,Türklüğe iftira ve çamur atmamak kaydıyla.

      İster Arap,Ermeni,ister Rum,Yahudi ya da Hıristiyan kökenli olsun fark etmez.Kimliklerini saklayarak Türk düşmanlığı yapmak ahlaksızlık olmaktadır.

      Türk düşmanlığını gizleyebilmek adına, ''Yeni Osmanlıcılık'' sentezi gibi afaki ve farazi ve gerçekleşmesi ihtimali de bulunmayan fikrin savunucuğunu yapar gibi görünerek,mütedeyyin insanlarımızın aidiyet bağlarını koparmak amacı maskelenmektedir...

      Siyasal İslamcılara göre; ''....Osmanlı'nın çok milletli yapısı korunmalı ve İslam Birliği kurulmalıdır...''

      Kimlerle İslam Birliği kurulacaktır? Otuz dokuz yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımayan,hatta onlara karşı,Birleşmiş Milletlerde ve sair Uluslar arası toplantılarda,Rumları savunan ve kendi aralarında bile hiç bir konuda anlaşamayan, kırk parça olmuş Arap kardeşlerimizle mi İslam Birliği kurulacaktır!?...

      Devletler siyasetinde ütopya ve hayalciliğin geçerlilik yanı yoktur.İttifak etmek başka,İslam Birliği ideali altında,MİLLİ DEVLETE KARŞI ÇIKMAK başkadır.

      Türkiye'de İslamcı geçinen aydınların büyük güruhu,dindar tabandan ayrı olarak; geliştirdikleri siyaset Avrupa Birliği ve ABD siyasetiyle bire bir örtüşmektedir.Büyük Orta Doğu Projesi bu maksatla geliştirilen bir projedir.

      BOP'nin temelinde milli devletleri yıkmak,küçük küçük kanton ve federal devletçikler kurmak,,ABD ve İsrail'in taşeronluğunda kendilerine hizmet eden uydu devlet ve sömürge devletler kurulması bu oluşumların nihai hedefleridir.( Önce ki yazılarımızda BOP hakkında detaylı izahatlar yapılmıştır)

      Milli gömleklerini çıkartarak, siyasal İslamcı geçinenlerin düşüncelerinde, ''Millet-milliyetçilik-milli devlet-Türk kimliği,..'' gibi kavramlar,ABD'nin taşeronluğunda ki BOP ile aynıdır....Her ikisi de milli devlete,milliyetçiliğe,Türklük kavramına karşıdırlar.Türklük kavramı bu zevatlara göre bir etnisitedir,alt kimliktir,hatta Türk ırkı diye bir ırk dahi yoktur...

      Türk Milleti'ne karşı geliştirdikleri kompleksin sonucu, Türk Milleti'ni inkar etmeye kadar gelmiştir. Gürcü, Rum, Kürt, Arap,Yahudi,Çerkez,...bunlar vardır; fakat Türk Irkı yoktur!.. Bütün dünya'ya göre Türkler vardır,fakat bizim yerli azınlık ırkçıları ve siyasal dincilere göre,tarihte Türk Milleti olmamıştır!?...

      Tabi, hala ''dünya düzdür, melekler dişi midir erkek midir?,dünya öküzün boynuzları üzerinde durmaktadır...'' Bu zavallılarla bu konuları tartışmak kadar,Türklüğü tartışmak abesle iştigaldir....

      KUR'AN'A GÖRE KAVMİYETÇİLİK YAPANLAR

      Yüce kitabımız Kur'an'ı Kerim'e baktığımız zaman,insanların bir soyunun ve nesebinin olduğunu ve bunun da Allah (CC) tarafından insanlara bahşedildiğini görmekteyiz.

      ''Ey insanlar! doğrusu biz sizi,bir erkek ile bir dişiden yarattık.Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık...(Hücürat 13)''

      ''Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse,bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki,Allah onları sever,onlar da Allah'ı sever....(Maide 54)''

      ''İnsanı sudan yaratan,ona soy sop (nesep) ve hısımlık veren O dur.Rabbin her şeye gücü yetendir. (Furkan 54)''

      Bu ve buna benzer ayetlerde kişiler kadar kavim ve milletler de muhatap alınarak sorumlulukları belirtilmiştir.

      ''....Akraba olanlar da Allahın kitabında,birbirlerine diğer müminlerden daha yakındırlar,ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır...(Ahzap 33/6)''

      Yüce Allah ayeti kerimesinde din kardeşliği ile kan kardeşliğinin birbirinden farklı olduğunu,bir müslümanın din kardeşi ile evlenebileceğini fakat kan kardeşi ile evlenemeyeceğini belirtmektedir.

      Görüldüğü gibi nesep olayı,hem sosyal bir gerçek hem de toplumun vazgeçilmez bir unsurudur.Kur'an'ı Kerim'de,aynı kan bağı olanlar ve aynı kandan gelenler için;''Yakın hısım'' tabiri kullanılmaktadır.

      '' ...Önce en yakın aşiretini uyar. (Şuara 26/214)'' ayetinde ki uyarının; tefsir kaynaklarına göre akrabaların kastedildiği bildirilmektedir.

      ''...Tevbe Suresi 9/24-Mücadele Suresi 58/22'' ayeti kerimeleri de aynı anlamdadırlar.

      ''KAVİM'' kelimesinin Kur'an'da 300 den fazla yerde ve en çok kelimeler arasında olduğu görülmektedir.Lut kavmi,Nuh kavmi,....gibi.

      Ümmet ve millet kavramları da Kur'an'da bir çok anlamlarda geçmektedir.Hatta millet kelimesinin Kur'an'da 15 ayette geçtiği bilinmektedir.

      Milletin varlığını inkar ederek,sürekli İslamcılık adı altında,ümmetçilik vurgusu yapanlar;Allah'ın ayetlerini hafife mi almaktadırlar? Ümmetin içinde millet vardır,milletin reflekslerini harekete geçiren ve dinamo gücü sağlayan milliyetçilikte vardır.

      Yüce kitabımızda ümmetin yanında; millet,soy sop,aşiret, kavim,sülale,kabile,fırka,zümre ve sair insanlık içinde ki diğer sosyal guruplar bizzat Kur'an'da sayılmış ve korunması ve saygı duyulması gereken topluluklardır.

      Kur'an,insanları ve milletleri koruyarak içine alan bir umman gibidir.Umman'ın içine değişik vadilerden,değişik derelerden akan irili ufaklı dereler,çaylar,nehir ve ırmakların buluştuğu yatak insanlık alemidir.

      Yüce dinimiz açısından ele aldığımızda; insan topluluklarının,farklı kabileler,boylar,ırklar ve ümmetlere göre mensubiyeti ve aidiyet bağlılığı,yüce yaratanın bir iradesi ve tecellisidir.Bir başka deyişle insanlığın ırk farklılıkları; kendi iradeleri sonucu oluşmuş bir denge olmayıp,bizzat Allah'ın kendi varlığının bir tecellisi,iradesi ve bir işareti olduğu gerçeğidir...İsteseydi Allah,bütün insanlığı tek bir kavim veya tek bir millet olarak yaratabilirdi.

      İnsanları ve onların oluşturdukları toplumları bizzat kavimler ve kabileler ve milletler halinde yaratan Allahtır.

      ''Göklerin ve yerin yaratılması,dillerinizin ve renklerinizin değişik değişik olması O'nun varlığının belgelerindendir.Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır..(Rum Suresi 30/22)''

      Kanaatimce bu ayetin mealini yorumlamak için,din alimi ve ilahiyatçı olmaya da gerek yoktur.Renklerin ve dillerin farklılığı IRKİ farklılıklardır.

      İslamcı geçinen dinciler ve sair menfaatperestler,çıkıpta ''İslam'da ırk yoktur,sadece ümmet vardır,ırk da neymiş,TÜRK IRKI YOKTUR...'' safsatalarına karşı ancak ''IRK ÖZÜRLÜ KİŞİLER'' demekten başka söylenecek bir şey bulamıyoruz.Bu özürlü kişiler Allahın iradesine karşı gelmiş demektir.

      Irk vardır ama ırkçılık yoktur denilirse buna katılırız.Aksi Allah'ın iradesini inkardır.

      İSLAM'A GÖRE IRKÇILIK (ASABBİYYE)

      İslam'da bunun tabiri 'asabbiyye' dir. ''Asab'' kelimesi dilimize Arapça'dan geçtiği,damar, sinir anlamında kullanıldığı bilinmektedir. Irk kelimesi de dilimize Arapça'dan geçmiş olup manası damar dır.Bunlar aynı damardan ve aynı veya aynı kandan gelen hısım ve akrabalar için kullanılır.Kan bağının öne çıktığı akrabaların oluşturduğu sosyal guruplara fanatik bağlılık olarak tarif edilen ''asabbiye' kelimesi Kur'an'da geçmez fakat, hadislerde geçmektedir.* (*Türk Ocağı ve Etnik Fitne-Türk Yurdu Yayınları, İsmail Yakıt)

      İşte,İslam'da milliyetçiliğin olmadığını ileri sürenler bu hadisleri dayanak olarak göstermektedirler.

      ''Kim haksız bir işte kavmine yardım ederse,kuyuya düşmüş deve gibidir ki,kuyruğundan çekilip çıkarılır.''

      Vasile b. Eska'dan rivayet edilir. '' Dedim ki: Ya Resullah,asabbiyetçilik nedir? Resullah: 'Zulümde kavmine yardım etmendir.' buyurdu''

      Cubeyr b. Mut'im'den rivayet edilmiştir. '' Asabiyye'ye davet eden bizden değildir..Asabbiye üzerine savaşan bizden değildir..Asabbiyye üzerine ölen de bizden değildir.''

      Sahabeden Vesile b. El-Eska sorar: ''Ya Resullah! Bir kimsenin kavmini sevmesi asabbiyetten(ırkçılıktan) sayılır mı?Hz.Peygamber buyurdu ki: 'Hayır,ancak kişinin zulüm ve haksızlık halinde olan kavmine yardım etmesi asabiyettir.''(Kaynak Türk Yurdu yayınları,Türk Ocağı ve Etnik Fitne, İsmail Yakıt)

      Burada görülmektedir ki İslam'a göre ırkçılık; kişinin kendi kabilesi veya kavmini haksız olsa da savunmasıdır.Hz Peygamberin (SAV) yasakladığı kişinin kendi kavmini haksız olduğu durumlarda savunmasıdır.Yasaklanan şey budur.

      Bir başka deyişle Hz.Peygamberin asabiyyet tabiri ile yasakladığı şey fikri ve düşünce değil; zulüm ve haksızlık gibi fiiliyat yani haksız da olsa savunmadır.

      Nedir İslam'a göre zulüm ve haksızlıklar? Kan üstünlüğü ya da soy sop üstünlüğü,aşiret üstünlüğü,..davası gütmektir.

      Yine,kendi ırkından olmayan diğer insanlara hayat hakkı tanımamaktır.Siyonizm,nasyonalizm, faşizim,... gibi.Türk Milleti tarihinin hangi devresinde ırkçılık yapmıştır veya buna benzer fiilleri işlemiştir?...

      O halde sonuç olarak: Irkçılık ve kavimcilik kana ve dile dayanmaktadır.Ümmet dine; millet ve milliyetçilik ise, kültür ve tarih şuuruna dayanmaktadır.Ortak kültür ve tarih birliği şuuruna dayanan milliyetçilik ise İslam'ın özünde yoğrulan ve korunan değerlerdir.İslam'a aykırılık yoktur... 12.12.2013

      TÜRK OCAKLARI

      ÜMRANİYE ŞUBESİ BAŞKANI

      AV.FARUK ÜLKER