İhanet sıradanlaştı
Özellikle Dersim meselesinin bu kadar köpürtülmesi ihaneti daha da yaygınlaştırmış ve sıradanlaştırmıştır. Vatan-millet düşmanlarına cüret kazandırmış, içeride ve dışarı pusuda bekleyenleri harekete geçirmiştir. Şanlı geçmişimizde bizi utandıracak, yere baktıracak, özür diletecek hiçbir yanlış yoktur. Ancak ne yazık ki, AKP iktidar olduğu ilk günden itibaren özellikle yakın tarihimizle bir hesaplaşma içine girmiş, yalan-yanlış bilgilerle, asılsız ve uydurma suçlamalarla bir süreç başlatmıştır. PKK ihanetlerine de, dışarıdan dayatılan yalanlara da, içimizdeki hainlerin iftiralarına da bu gözle bakılmış ve hepsine yol verilmiştir. Dersim özrü bunun en acı örneğidir. Açık ve aleni bir ihaneti getirip Kerbela ile kıyaslamak, ne aklın, ne vicdanın, ne de imanın kabul edebileceği bir durum değildir. Bunun iyi niyetle izahı imkansızdır. Açık olarak Mukesatımızla alay edilmiş, hain güruhuna mavi boncuk dağıtılmıştır.
Ortak faydayı ortadan kaldırdılar
Yanaşma ve beslemeleri dinlerseniz, Amerika'nın yeni keşfedildiğini zannedersiniz. AKP öncesinde bu ülkede Kürt yok muydu? Alevi yaşamıyor muydu? Roman, Laz bulunmuyor muydu? Ortak faydamız Türk kimliği etrafında toplanmaktı ve öyle de yapmıştık. Hainler sindirilmiş, terör durdurulmuştu. Herkes ülkesine sahip çıkıyor, kendi özelini yaşıyordu. Her şeyi tersine çevirdiler. Etnik özellikleri, mezhep farklılıklarını kaşıdı ve öne çıkardılar. Fırsat kollayanlar için Kürt olmak, Alevi olmak, Roman olmak herşeyin önüne geçti. Çok şükür ki, Kürt kardeşlerimizin de, Alevi kardeşlerimizin de, Roman kardeşlerimizin de ezici bir çoğunluğu bu oyuna gelmiyor ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı, Türk kimliği taşımayı herşeyin üzerinde tutuyor.
Ermeni örneği
Bütün ihanetler ve iftiralar AKP iktidarı ile birlikte patlama yapmıştır. İftiralara, ihanetlere, vatan-millet düşmanlarına her türlü kolaylık sağlanırken, bölücü hainleri törenlerle karşılanmış, Türk tarihi vahim özür beyanları ile sorunlu ve karanlık gösterilmiştir. Bu hazin durumun içerideki yansımaları da dışarıda ki yansımaları da çok ağır olmuştur. Ermeni iftiraları kabul eden ülke sayısı birkaç defa katlanmış, bunun karşılığında caydırıcı hiçbir şey yapılamadığı gibi, bir de üzerine özür eklenmiştir. Asıl endişemiz burada da kalmayacak olmasıdır. 2015 yılı ile birlikte bu özrün önümüze çok büyük bedeller çıkaracağı şimdiden bellidir.
Apaçık ayaklanma
Allah'a çok şükür, Türk milletinin geçmişinde İmparatorluk yıllarımız da dâhil, sümenaltı yapacağımız, görmezden geleceğimiz, izahta zorlanacağımız bir konu yoktur. AKP eğer zerre kadar samimi olsaydı iftiraları ve hainlikleri yeni ihanetlere malzeme yapmak yerine, MHP lideri sayın Bahçeli'nin daha evvel yaptığı teklifi ciddiye alırdı. Milletimizin bu konuda daha iyi aydınlatılması için Kerbala kıyaslamalarıyla mesele çarpıtılmaz, tarihçiler, milli vicdanlarını ipotek ettirmemiş aydınlar devreye sokularak tarihi gerçekler ortaya çıkarılırdı. Londra'daki, Moskova'daki, Vashington'daki, Paris'teki arşivlere girilir, kimin kiminle sarmaş dolaş olduğu, ne gibi senaryolara destek verildiği netlik kazanırdı. Üzeri örtülemeyecek kadar bariz bir gerçek vardır ki, o da Dersim olaylarının AKP güruhunun sunduğu gibi katliam değil; apaçık bir ayaklanma olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Cumhurbaşkanı kendi tarihimizdeki bir isyana katliam diyebilmektedir."
Tarihe not düşmek
Bu gidişin sonunun ne olacağı bugünden bellidir. Tarihin ihanetlerini aklayanların, yarın da PKK'yı aklayacaklarına hiç şüphe yoktur ve bugünden bunun hazırlıkları yapılmaktadır. AKP ile devam edilmesi durumunda sadece bebek katilinin serbest bırakılması, ülkenin bir bölümünün elden çıkarılması ile kalınmayacak, bir de bu ihanetlerden dolayı özür dilenecek ve kim bilir belki de tazminatlar ödenecektir. Bu tespiti tarihe not düşmek için şimdiden yapmış olalım. Bugüne kadar hayal bile edilemeyecek hainliklere yol verenlerin, bunu da yapması bizi şaşırtmaz.