Washington Post gazetesi,  “ABD-Türkiye görüş ayrılıkları sebebiyle Suriye’de IŞİD’e yönelik bombalama operasyonu durdu”  başlıklı geniş bir haber yayınladı.

Odatv’nin de yer verdiği habere göre, ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili,  “Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı coğrafi önceliği devam ediyor. O, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’a odaklanmayı sürdürüyor.

Biz ise IŞİD’in peşine gitmek istiyoruz. İki taraf, operasyonun coğrafi ana hatları konusunda mutabakata varmadı” dedi.

“Türkiye Cumhurbaşkanı” demiyor da  “Türk Cumhurbaşkanı” diyor!  “Türkiyeli Cumhurbaşkanı”  dese, daha doğru olurdu. Erdoğan öyle istiyordu...

***

Bu haber yayınlanırken, İngiltere’nin başkenti Londra’da 22 Ocak’ta “IŞİD’le Mücadele”  adı altında uluslararası konferans yapılacağı da duyuruldu! İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, toplantıya İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond ve ABD’li mevkidaşı John Kerry’nin eş başkanlık edeceği belirtildi.
The Telegraph gazetesine konuşan Hammond, “Arap ortaklarımız da dahil koalisyona aktif destek veren ülkeler, Londra’da bir araya gelerek IŞİD’i mağlup etmek ve zayıflatmak için daha fazla ne yapmamız gerektiğine karar verecek” dedi.
ABD’de her seçimde başkan aday adayı olan LaRouche, 21 Haziran 2001 tarihinde, ABD tarafından listesi çıkarılan 30 terör örgütünden 16’sına İngiltere’nin askeri eğitim veya lojistik destek verdiğini belirtmiş ve bu ülkeyi  “terörün sponsoru” olarak göstermişti.
IŞİD, El Kaide’nin isim değiştirmiş hali... Kontrolü kimde olabilir?

El Kaide, ABD, İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan ve Pakistan gizli servislerinin organizasyonunun adıydı.

ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgal edebilmesi için tasarlanmış, ABD’ye bu işgaller için meşruiyet sağlamakla görevli bir örgüttü.

Libya’nın çökertilmesinde de kullanıldı. IŞİD’i kimin organize ettiği de belli.

Bana göre Londra’daki toplantıda, IŞİD’le gerçekten mücadele edenlerden bilgi alacaklar ve IŞİD’e iletecekler.

***

Aynı saatlerde Anadolu Ajansı’nın geçtiği başka bir habere göre Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki sınır kapısından son iki haftada Suriye’ye “yardım malzemesi ve ticari yük”  taşıyan yaklaşık 4 bin TIR geçti.

TIR’lar, Suriye’nin Bab-el Hava Sınır Kapısı yakınındaki ara bölgede yüklerini boşalttıktan sonra Türkiye’ye dönüyor.

Tampon bölgede Suriye tarafından gelen araçlara yüklenen yardım malzemesi ve ticari yükler ise bu ülkenin iç kesimlerine kadar ulaştırılıyor!
Cilvegözü sınırının Suriye tarafı, 2011 sonlarında Özgür Suriye Ordusu’nun elindeydi.

2013 yılının Aralık ayında İslami Cephe ani bir baskınla kapıyı ÖSO’dan aldı.

Özgür Suriye Ordusu, Hatay’ın Karbeyaz köyünün karşısındaki bölgeye hakim. Bu durumda yardımları kim kontrol etmiş oluyor?

***

Bitmedi, bir haber daha var...

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Irak Meclis Başkanı Selim Cuburi ile TBMM’de bir araya geldi.

Cuburi,  “Haritaya bakıp sanal sınırları kaldırdığımızda olağanüstü büyüklükte siyasi ve ekonomik bir güç görmekteyiz bölgemizde.

Yeterli irade ve niyet olsun yapamayacağımız iş yoktur” diye konuştu!
Zaten Abdullah Öcalan, Büyük Orta Doğu Projesi’ni veya AKP’nin Yeni Osmanlı Projesi’ni  “sınırların olmadığı bir konfederasyon” diye tanımlıyor.

Ahmet Davutoğlu ise Büyük Kürdistan yerine yine Abdullah Öcalan’ın daha önce telaffuz ettiği “Mezopotamya Projesi” demeyi tercih ediyordu.

.. Projenin asıl sahibi ABD adına da onlardan önce Ankara Büyükelçisi Pearson, “Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan coğrafya tek bir ekonomik bölge olacaktır”  demiş, Barzani’nin İnternet sitesinde de buna  “Bu coğrafya, aynı zamanda tek bir siyasi bölge olacak, işgalci Türk ordusu da kuzeyden çekilecektir” iddiası eklenmişti.

Güneydoğu’da TSK’nın eli kolu, AKP iktidarı tarafından neden bağlandı, anlaşılmıyor mu?

Kimin eli kimin cebinde belli olmuyor mu?