İmralı canisinin talimatıyla Diyarbakır'da toplanan ihanet kongresinin kararları Türkiye'nin bölünme manifestosuydu. Ardından Kandilli sürüngenin süre vererek yaptığı tehditleri içimiz sızlayarak gördük.Hükümetin sessiz kalması bu açıklamaların ve tehdidin karşılık bulduğunu ve gereğinin yapılacağını gösteriyordu. AKP yetkilileri ve İmralı canisinin vekilleri bir araya gelip Kandilli sürüngenin verdiği süreye uygun olarak görüşmelere başladı. Nitekim, aradan saatler geçmeden, İmralı canisinin AKP'ye verdiği yol haritasının ikinci aşamasına gelindiği, yani ülkenin bölünmesi için harekete geçildiği duyuruldu. Bebek katilinin siyasi sözcüsü Selahattin Demirtaş, "Çözüm sürecinin ikinci aşamasının ilk resmi müzakeresini hükümetle gerçekleştirdik. Hükümet hazırlıkları olduğunu söylüyor. Önümüzdeki hafta kamuoyuna açıklayabilirler." Dedi.

 

Helikoptere saldırı

Tam da bu ihanet süreci yaşanırken Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir açıklama geldi. "20 Haziran 2013 Perşembe günü saat 18.40 sularında, içinde Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı ile 3'üncü Tümen Komutanının da bulunduğu komuta heyetini taşıyan Komuta-Kontrol helikopterine (S-70) teröristler tarafından Hakkâri ili Yüksekova ilçesi İkiyaka Dağlarından dört el ateş edilmiş; helikopter kaçınma manevrası yaparak ateş bölgesinden süratle uzaklaşmış ve emniyetli bir şekilde Hakkâri Dağ ve Komando Tugay Komutanlığına inmiştir. Helikopter üzerinde yapılan kontrolde, bir merminin helikopterin sağ kargo ön camından girerek, helikopterin ana kirişlerine hasar verdiği ve kontrol kutusunun üst çeperinde kaldığı tespit edilmiştir" denildi.

 

PKK'ya tam teslimiyet

Her şey çok açık, çok net. AKP'nin PKK ile ortaklık kurduğunu söylüyorduk. Bu tespitimiz eksik kalmış.Yaşananlar AKP'nin PKK'ya tam ve eksiksiz biçimde teslim olduğunu ve bu ihanet güruhundan gelen istek ve taleplere göre hareket ettiğini gösteriyor. İmralı'daki bebek katili talimat veriyor, Kandil'deki katiller şekillendiriyor, siyasetteki uzantılar gündeme getiriyor, AKP'de gereğini yapıyor. Daha önce defalarca yazdığımız gibi, İmralı canisinin BDP milletvekilleri ile yaptığı ilk görüşmenin basına yansıyan tutanaklarında ne varsa tamamı teker teker hayata geçmektedir. Helikoptere yapılan saldırı, hükümetin verdiği sözleri yerine getirmemesi durumunda nelerin olabileceğini göstermek için bir gözdağıdır. AKP'nin ülkeyi ne hale getirdiği içimiz sızlayarak ve ibretle görüyoruz.

 

Ne istiyorlar ?

Kandilli sürüngen ve şehir uzantıları birinci aşamanın tamamlandığını ilan etmiş ve ikinci aşamada hükümetin üzerine düşeni yapmasını beklediklerini söyleyerek 3 hafta süre vermişlerdi. Hükümetten beklediklerini de,"bebek katilinin serbest bırakılması, Kuzey Kürdistan'ın özerk mi, federasyon mu, bağımsız mı olacağı kararının bölge halkına bırakılması, koruculuğun lağvedilmesi, karakol inşaatlarının durdurulması, KCK tutuklularının serbest bırakılması ve dağdaki teröristlere siyaset yapma imkanı tanınması" olarak sıralamışlardı. Şimdi ikinci aşamaya geçildiğini hükümet de kabul ettiğine ve görüşmelere başladığına göre, sıranın bu istekleri karşılamaya geldiği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki, Demirtaş hükümetin hazırlık yaptığını ve önümüzdeki açıklama bunların açıklanacağını da ilan etmiştir ve her hangi bir itiraz gelmemiştir.

 

Taksimle oyalayıp taksim ettiler

Türkiye bölünme aşamasına getirilmiştir. Hatta fiili olarak bu gerçekleşmiştir ve bunu resmi bir statüye bağlamak için hazırlık yapmaktadırlar. Türk milleti haftalardır AKP-PKK paslaşmasıyla rayından çıkarılan ve gündem değiştirmekte ve kafa karıştırmakta kullanılan Taksim olayları ile meşgul edilirken, arkadan dolananlar ihanetin zirvelerine çıkmışlardır. Milleti Taksim'le oyalayıp, ülkeyi taksim ettiler. Alın size AKP'nin Sincan ve İstanbul mitinginin niye acele tertiplendiğinin ve oralara toplanan insanlara neyin hazmettirildiğinin ispatı.

 

Üç Hilale sarılarak bu kirli oyunu perdelemeye çalışmışlardır. AKP'nin bundan sonra yapacağı mitinglerin de hazmettirme operasyonu olduğu kesinleşmiştir. Her şey çok net biçimde ortaya çıkmıştır ve AKP mitinglerine destek verenlerin, aslında neye ortaklık ettiklerini görebilmelerinin, hangi vebalin altına girdiklerini anlayabilmelerinin önünde hiçbir bahane kalmamıştır. O mitinglere katılanlar, aslında ülkenin bölünmesine onay verdiklerini, bu ihanete ortak olduklarını artık görmelidirler. Ülkenin bölünmesinden ve böldürenlerden hala gurur duyacaklarsa, kendilerine yeni bir sıfat bulmaları gerektiğini de bilmelidirler. Üç Hilalin böyle bir oyuna alet edilmesi neresinden bakılırsa bakılsın kepazeliktir ve bunu yapanlar her iki cihanda da Türk milletinin gazabından kurtulamayacaklardır.

 

İmkanı olan herkes Erzurum'a

AKP'nin hazmettirme mitinglerine katılıp, hükümetin yıkım cüretini daha da arttırmak yerine, bir ders verilmesinin ve bu ihanete dur denilmesinin zamanı çoktan gelmiştir. MHP'nin Bursa, İzmir ve Adana mitingleri tam da bu maksatla yapılmış ve Cumhuriyet tarihinin en büyük kalabalıklarını toplamıştır. O meydanlarda devlet gücü, belediye imkanları, tehdit ve baskılarla toplanan bindirilmiş kıtalar değil, elinde ay-yıldızlı bayrak, dilinde "Ne mutlu Türküm diyene" sözü olan Türk milleti vardı.

 

Yaşananlar bu mitinglerin anlam ve önemini bir kat daha arttırmıştır. İşte bu yüzdendir ki, bugün yapılacak Erzurum mitingi tarihi bir anlam kazanmıştır. Bugün Erzurum, bütün bu ihanete bir cevap olacaktır. Olmak zorundadır. İmkanı, gücü, fırsatı olan herkes saat 16.00'da İstasyon Meydanına koşmayı bir vatan borcu saymalıdır. Zira, bu ülkenin varlığı ve birliği noktasında MHP'den başka bir ümit ve çıkış yolu kalmamıştır.

 

ORHAN KARATAŞ / Ortadoğu gazetesi