Kurtuluş savaşı, Türk milletinin en şanlı sayfalarından biridir. 600 yıllık devleti yıkılmış, vatanı işgal edilmiş, malını mülkünü kaybetmiş, ordusu dağıtılmış Türk milletinin her şeye rağmen bağımsızlığından vazgeçmeyeceğinin dünyaya ilanıdır. 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu ise bu şanlı destanın zafer tacıdır.
Türk milleti gerekirse topyekûn ölür ama esir yaşamaz. 9 Eylül’de düşmanı İzmir’den denize dökerken İstiklal için milletçe öleceğimizi dosta düşmana gösterdik.
9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değildir. 9 Eylül Türk milletinin vatanının, dininin, namusunun kurtuluşudur.
Türk Milleti büyük başbuğ Gazi Mustafa Kemal önderliğinde 9 Eylül’de sadece Yunan ordusunu denize dökmedi. Türk’ü yok etmek isteyen emperyalizmi ve haçlı zihniyetini de denize döktü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerini savunun ya da savunmayın. Ancak hangi ideolojiye sahip olursanız olun şu gerçek kıyamete kadar değişmeyecek.
Eğer bugün vatanımızda özgürce yaşayabiliyorsak bunu önce büyük Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, sonra kahraman Türk ordusuna borçluyuz.
Nasıl ki peygamberin müjdelediği İstanbul’un fethini Allah Fatih Sultan Mehmet’e nasip etmişse, Türk milletinin kurtuluşunu ve İstanbul’un ikinci kez fethini Mustafa Kemal’e nasip etmiştir.
Allaha gerçekten iman eden bir mümin ikisinin de İlahi bir seçim olduğunu kabul eder ve ‘’Atatürk olmasaydı da olurduk’’ diye saçma sloganlar uydurmaz.
‘’Atatürk olmasaydı’’ diye bir şey yok. İlahi adalet ve seçim böyle tecelli etmiş ve tanrı bu büyük zafer için Mustafa Kemal’i seçmiştir. Siz Allahtan daha mı iyi biliyorsunuz?
Bunun aksini düşünen ya ikiyüzlüdür ya da Allaha gerçekten iman etmeyen bir münafıktır.
Eğer bugün bu ülkede her gün 5 vakit ezan okunuyorsa, özgürce ibadetimizi yapabiliyorsak Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına borçluyuz. ‘’Atatürk İslam için ne yaptı ki’’ diyenler, sizin dininizi, namusunuzu düşman postalları altında çiğnenmekten kurtardı daha ne istiyorsunuz?
Cumhuriyet’in ilanından sonra Kur’an’ı tercüme ettirmesini, binlerce camiyi onarmasını, İslam enstitüleri kurmasını bir kenara koyuyorum. Bunların hiçbirini yapmamış olsaydı bile yalnızca kurtuluş savaşı bile İslam’a en büyük hizmettir.
Atatürk devrimlerini dinsizlik olarak görüp yukarıda yazdıklarımla dalga geçenler olacaktır. Onlara cevabım şudur:
Bugünkü İslam dünyasına bakın. Türkiye dışında bağımsız olan kaç Müslüman ülke var?
Emperyalistler, hangi Müslüman ülkesini kendisine benzetmeye çalıştı söyler misiniz?
Hangi Müslüman ülkesinde harf devrimi yapıldı?
Hangi Müslüman ülkesinde Müslümanlar şapka takıyor?
Hangi Müslüman ülkesinde laiklik var?
Şu an İslam ülkelerinin tamamı sizin hayal ettiğiniz gibi yaşıyorlar. Arap alfabesini kullanıyorlar, sarık takıyorlar, sakal uzatıyorlar, şeriatla yönetiliyorlar ama hiçbiri bağımsız değil ve hiçbirinde emperyalistler bu ülkeleri batılılaşmaya çalıştırmıyor.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü İslam’ın geri kalmışlığını kullanarak, din kurallarıyla toplumları yönetmek onların işine geliyor. Ülkenin başında ismi kral ya da şeyh olan bir kuklayı kullanarak koskoca bir milleti yönetebiliyorlar. Bu taktiği Türkiye’de uygulayamıyorlarsa bunu ‘’dinsiz’’ dediğiniz Mustafa Kemal’e borçlusunuz
Biz 9 Eylül’de Yunan ordusuyla beraber cehaleti, karanlığı, geri kalmışlığı da denize döktük. 9 Eylül yıllarca padişahın kulu olmuş bir milletin Allaha kul olduğu gündür.
Yüzyıllarca herkes gibi insan olan padişahların elini eteğini öptük. Kula kul olduk…
Yüzyıllarca padişah sarayında rahat yaşasın diye yerimizden yurdumuzdan kilometrelerce uzaktaki topraklarda canımızı verdik. Neden? Topraklar genişlesin, padişahın itibarı artsın, diye… Canımızı verdiğimiz toprağın sahibi bile değildik. Hem canımızı verip hem padişaha hizmet için çalışıp vergi veriyorduk.
İşte 9 Eylül Türk Milletinin asırlarca süren kulluğunun, esaretinin de sonudur. 9 Eylül sayesinde öz vatanımızın efendisi olduk. Kendi ürettiğimiz mahsulü kendimiz yedik. Toprağın gerçek sahibi olduk. Okuduk, cehaletten kurtulduk, kimseye muhtaç olmadan yaşamak için çalıştık.
Tüm bu yazdıklarım görmeyen körler, duymayan sağırlar, gerçeği söyleyemeyen dilsizler için anlamsız olacaktır biliyorum. Kur’an böyleleri için ‘’Hayvandan bile aşağılık yaratıklardır’’ diyor. Bu yüzden onları umutsuz vaka olarak görüp kenara koyuyorum…
Benim asıl canımı yakan yaklaşık 1 asır geçmesine rağmen hala kurtuluş savaşının ve Atatürk’ün değerinin tam olarak anlaşılamamasıdır. Deli raporu olan biri çıkıyor keşke Yunan galip gelseydi diyor. Biri çıkıyor kurtuluş savaşı palavraydı diyor ve bunlara itibar edenler oluyor.
Hadi bu şuursuz ve cahilleri de bir kenara koyuyorum. Peki ya eğitim müfredatından Atatürk’ü çıkaran hükümete ne demeli? Bu icraatın nedenini ve faydasını dürüstçe açıklayabilecek biri var mı?
Atatürk, ders kitaplarında bir sayfa değildir. Atatürk Türk milletinin son gerçek başkomutanıdır. Ne yaparsanız yapın bu gerçek değişmeyecek. Atatürk’ü müfredattan kaldırdınız ama tarihten kaldıramazsınız. Yapabiliyorsanız 23 Nisanı, 30 Ağustos’u, 9 Eylül’ü de tarihten silin de görelim…
Tarih, ders kitaplarındaki sayfalar değildir. Tarih bir milletin geçmişte yaşadığı acılardır, zaferlerdir. Biz kurtuluş savaşında yokluğu, çaresizliği, ölümü, evlat acısını yaşadık. Siz istediğiniz kadar yok sayın. Türk milleti kanını canını vererek düşmanı 9 Eylül’de İzmir’den denize dökmüştür. Gerisi boş laftır.
Barış ATAGÜN