YAŞAM

Bağımsızlık savaşçısı kahraman Türk kadınlarını göz yaşartıcı öyküsü!

Beyler;

Yaşadığı dönemde en büyük  ve seçme askerlerden müteşekkil mevcuda sahip ordusu bulunan mağrur Pers İmparatoru  Kiros'u ve onun ölmezler ordusu da dahil olmak üzere bütün askeri gücünü yok edip ülkesinin bağımsızlığını ve topraklarını koruyan, dünyanın ilk kadın hükümdarı Saka Türklerinin kraliçesi Temirçe (Tomris) Hatuna, 

18-20 yaşlarında, daha hayatlarının baharında iken Çanakkale Savaşına keskin nişancı olarak katılan, her attıklarını vurarak sayısız   düşman askerini safdışı bırakan, bu kahramanlıkları, keskin nişancılık maharetleri ile düşman ingiliz ve anzak subaylarının dahi hayranlığını, takdirini kazanan fakat adını sanını bilmediğimiz, resmi kayıtlara geçirmediğimiz, varlıklarını düşman subayların hâtırâlarından  öğrendiğimiz,  tamamı şehit düşen 30 kadar keskin nişancı kızımıza,

İnegöl'ün işgali sırasında oğlunun Yunan askerlere yol göstererek muhbirlik yaptığını öğrenince silahı beline takarak peşine düşüp yunan kuvvetlerinin içinde bulduktan sonra alnının ortasından vuran Domaniç'li Habibe Hatun'a

Annesi veremden ölünce, 8 yaşında babası ile cephe cephe gezen, 12 yaşında onbaşı rütbesi alan; Geyve, Sakarya, Gediz, Birinci ve İkinci İnönü savaşlarında bilfiil savaşan Nezahat Hanıma,

Aralık 1921'de cepheye mermi taşımak için İnebolu'ya gelen ve cephane yüklediği kağnısını karlı dağlardan aşırarak Kastamonu  Askeri Kışlasına 200 m kalıncaya kadar getiren, Cephanelerin üzerine yatırdığı kız  bebeğini korumak ve cephanenin ıslanmaması için yorganını onların üzerine  örttüğünden dolayı donarak can verip şehit düşen  Şerife Bacı'ya,

İzmir'in işgali üzerine 19 yaşında taze gelin olduğuna bakmadan eşi  Usturumca'lı Halil Efe ile  birlikte dağa çıkarak Kuvayi Milliye çetelerine katılıp 2 yıl dağlarda mücadele eden, 17 Mart 1922'de  Koca Yayla yı basan Yunan müfrezeleri ile çıkan çatışmada bozgun alameti gösteren efelerin moralini düzeltmek ve cesaretlendirmek  için ileri saflara atılarak çatışmaya bizzat katılan ve çatışma esnasında Alnından vurularak şehit düşen efelerin efesi  Gördes'li Makbule Hanım'a

Edirne Müdafaasında binbaşı eşiyle beraber  cepheye giden, eşi şehit  olduktan sonra memleketi Erzurum'a dönerek aileleri ermeni komitacılar tarafından katledilen kadınlardan oluşturduğu çetesi ile komitacı kaatil sürüsü ermeni çetelerine dünyayı dar eden,
İşgal esnasında Sivas'ta bulunan Mustafa Kemal Paşa ile irtibat kurabilmek için günlerce  meşakkat içerisinde  yolculuk ederek Sivas'ta Paşa ile görüşüp görev isteyen, 
Aldığı görev üzerine bir kısmı kadınlardan müteşekkil çetesi ile Geyve boğazını tutarak çetesinin kat be kat üzerinde mevcudu ve silahı bulunan yunan kuvvetlerini bozguna uğratan ve gazi olan, bilâhare   Yunan kuvvetlerine esir düşmesine, 20 gün süren esareti sırasında hergün saatlerce dayak yemesine, ağır işkenceye tabi tutulmasına rağmen tek kelime sır vermediği gibi tek başına kaçmayı başarıp tekrar çetesinin başına geçerek rum palikaryalarına kan kusturan  milis süvari üsteğmen Fatma Seher Erden Hanıma  (Kara Fatma)

22 yaşında altınlarını satıp mavzer, çizme ve elbise satın alarak İzmir'e geçen, 600 kişilik kafileyi düşmandan kaçırmayı başaran, İzmir'de bacağı kırılan, Pozantı'da sol kasığından yaralanan gazi binbaşı Ayşe hanıma,

23 yaşında silahlanıp düşman karşısına çıkan, düşmanın Aydın'dan çıkartılması esnasında görev alan, Mustafa Kemal Paşa'nın teklifi ile meclis tarafından kırmızı şeritli istiklal madalyası verilen çete emiri Ayşe Hatun'a

Gencecik yaşında  eşi Çanakkale'de  şehit düştükten  sonra  işgal üzerine  silahlanıp  dağa çıkarak   bir müddet  tek başına baskın  tarzı  mücadele  veren, bilâhare katıldığı kuva-i milliye çetesi ile birlikte Fransız Karargahına yapılan baskın sırasında en ön safta savaşıp şehit düşen Osmaniye'li Tayyar Rahmiye Hanıma, 

Karboğazı baskını öncesi 700 askerden müteşekkil  zırhlı araçlarla donatılmış fransız taburunu Karboğazı'na yönlendirip 44 kişiden müteşekkil Kuva-i Milliye'ci Türk birliğinin   kucağına düşürerek imhasına  sebebiyet veren Hatice Bacı ya, 

Bizlerin bu vatan üzerinde rahatça yaşamamızı temin eden daha binlerce adı sanı bilinmeyen kahraman kadınlarımıza en azından bir gün olsun  efe usulünce  saygı nişanesi  olarak diz vurup selam verelim...

Vedat Yenerer