Son olarak hükümetin sarayın çıkardığı iç savaşın kapısını aralayan KHK yı savundu ve KHK ya karşı çıkanları fetonun kurşun askeri olmakla suçladı.
Bir siyasetçinin siyasi taktik icabı düşüncelerini değiştirmesini ve politik konuşmasını anlayabilirim fakat bir siyasetçinin dün söylediğini bugün savunanlara terörist demesine tahammülüm yoktur.
Sayın Bahçeli, çevrenizde size biat edenlerin ve meclis grup toplantılarınızda cümleniz bitmeden alkışlamaya başlayan şakşakçıların hafızası zayıf olabilir fakat bizler çok şükür geçmişte kimin ne söylediğini de nerede durduğunu da unutmadık.
Bugün ‘’Ne var bunda?’’ diyerek arkasında durduğunuz KHK, 15 Temmuzda erleri linç eden öldüren, kafasını kesen canileri affetti. Peki, siz 15 Temmuzda askerlerimizi linç eden caniler için ne demiştiniz hatırlıyor musunuz?
İşte 19 Temmuz 2016 tarihli MHP Meclis Grup toplantısındaki konuşmanızdan bir bölüm:
‘’Hiçbir şeyden haberi olamayan tatbikat oluyor diye sokaklara çıkarılan Mehmetçik dayaktan geçirilmiştir. Kardeş kardeşin boğazına sıkılmış, askerler linç edilmiştir. Kimin suçlu olduğu kesinleşmeden Mehmetçiğin yaşadıkları skandaldır, milli vicdana terstir. Bir askerin kafasının kesilmesi canavarlıktır. Hayatını kaybetmiş Mehmetçiğin başında bozkurt işareti yapan iblis uşağı yaratık darbecilerle birlikte yargılanmalıdır. Biz 12 Eylül’de askere el kaldırmadık, için içine ağladık, çile çektik belli etmedik. Mehmetlerimize kıymayalım. Sela verilsin, sokağa çıkılsın ama halkla asker birbirine girmesin.’’
Bu cümleler size ait Sayın Bahçeli. Ne oldu da iblis uşağı dediğiniz canilerin affedilmesini savunur hale geldiniz?
Bu neyin teslimiyeti? Neyin karşılığı?
Bugüne kadar sözünüzden döndüğünü her şeyde ‘’devletin bekası’’ dediniz. ‘’O zaman darbe girişimi olmamıştı’’ dediniz.
Peki, bu durumu nasıl açıklayacaksınız?
Bu kez ne devletin bekası diyebilirsiniz ne de 15 Temmuz olmamıştı diyerek işin içinden çıkabilirsiniz.
Darbe girişiminden 4 gün sonra masum erlerimizi katledenlere ‘’iblis uşakları analarından doğduğuna pişman edilmelidir’’ diyen siz ne oldu da iblis uşakları olarak nitelendirdiğiniz katillerin affedilmesini savundunuz.
Eğer biz masum erlerimizi katleden canilerin affedilmesine karşı çıktığımız için fetonun kurşun askeri oluyorsak siz ne oluyorsunuz?
Bugün kahraman dediğiniz insanlara 1,5 yıl önce askerlerimizi katlettikleri için iblis uşağı diyen siz değil misiniz?
Bu mantığa göre biz fetonun kurşun askeriysek siz fetonun kurşun komutanısınız. Çünkü 1,5 yıl önce askerlerimizi linç edenlere bizden çok daha sert cümlelerle tepki veriyordunuz.
Ölmüş bir askerin başında bozkurt işareti yapan katile iblis uşağı diyen siz bugün çıkıp bu katilin affedilmesinden neden rahatsız oluyorsunuz diyorsunuz.
Cevap verelim Sayın Bahçeli
Siz 19 Temmuz 2016 tarihli grup toplantısında neyden rahatsız olduysanız biz de aynı durumdan rahatsız oluyoruz.
Siz o gün hangi duyguları hissettiyseniz biz de bugün aynı duygularla karşı çıkıyoruz.
Biz bugün sizin 19 Temmuz 2016 tarihinde söylediğiniz iblis uşaklarının affedilmesine karşı çıkıyoruz.
Siz asker katiline iblis uşağı derken bilge lider oluyorsunuz da biz neden iblis uşaklarının affedilmesine karşı çıkınca fetonun kurşun askeri oluyoruz?
Biz ne aklımızı kaybettik, ne de vicdanımızı… Kimin nerede ne konuştuğunu, kimin koluna girdiğini unutmadık.
Milli vicdanımız teslim olmuş çaresiz bir erin linç edilerek öldürülmesine izin vermiyor.
Darbeyi planlayan ve uygulayan fetocu komutanlara en ağır ceza verilmelidir fakat o gün tek suçu komutanlarının emriyle boğaz köprüsüne getirilen erlerin vahşice öldürülmesi affedilemez. Çünkü darbeyi onlar planlamadılar. Onlar yapmadılar. Onlar sadece emre itaat eden erlerdi ve vahşice öldürüldüler.
Darbenin üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen Feto’nun üst düzey isimlerinin birine bile dokunulmamışken erleri katledenleri affetmek milli vicdana sığmaz.
Ayrıca bu KHK nın gelecekte çok daha vahim olaylara kapı aralayacağı çok açıktır.
Bizim itirazımızın nedenleri bunlardır.
Biz fetocular cezalandırılıyorsa ölmüş askerin başında bozkurt işareti yapan psikopatta cezalandırılsın istiyoruz.
Biz kardeş kardeşi öldürmesin, iç savaş çıkmasın, huzur içinde yaşayalım istiyoruz.
Bunları istediğimiz için biz fetonun kurşun askeri değiliz ama siz çoktan Sarayın sözcüsü olmuşsunuz.
Öyle ki eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KHK yı eleştirdiğinde Cumhurbaşkanı danışmanı İbrahim Kalın’dan önce siz tepki verdiniz.
Size saray sözcülüğü görevinde başarılar… Yerinizi iyi buldunuz ama kendinizi bu göreve fazla alıştırmayın. Çünkü çok yakında kaybedeceksiniz.
Barış Atagün