Anladığınız üzere; size emanet bugün köşe...
***
İktidar sahiplerini “Damat Ferit’in klonlanmış hali”ne benzeten MHP Karabük Merkez İlçe Başkanı Feramuz Akbulut yazıyor:
“Yaşananları, Mondros Mütarekesi ve Sevr Anlaşması artıklarının sponsorluğunda, BOP projesi müellifi ABD’nin yönetmenliğinde, mevcut iktidar üyeleri ve bürokratlarının görev aldığı bir çadır tiyatrosuna benzetiyorum.
“Akil İnsanlar”ın katılımıyla bu tiyatronun sirke dönüştüğünü düşünüyorum.
Bu sirk Anadolu’da tutmaz; perdeyi kapatmak zorunda kalacaklardır.
Yalan, istismar ve inkar üretme merkezi haline gelen iktidar, siyasi hedeflerini gerçekleştirebilmek adına, Anadolu’da karşılaşacağı “gerçeği” gizleyecek, kiralık kalemleri aracılığıyla alınan sonuçları farklı yansıtacaktır.
Dolayısıyla; hepimiz için yeni bir mücadele dönemi başlıyor.
Selam olsun Kuvay-ı milliye ruhunun mirasçılarına.”
Kaçakla mücadele şart
Bir başka okurumuz adının saklı kalması ricasıyla ve geçtiğimiz gün sitemine yer verdiğimiz Manisalı benzin istasyonu sahibine destek mahiyetinde, Ankara’dan yollamış aşağıdaki mesajı:
“Petrolcü arkadaşımız çok haklı. Münferiden petrol istasyonu işletmek, bahsettiği nedenlerden dolayı çok çok zor. (...) Küçük firmaların çoğu Güneydoğu kökenli; onlar da hakikaten pompa fiyatlarını 30 kuruşa kadar indiriyorlar. Ben bir gün TP’den motorin almak için istasyona girdim. Yakıt bir önceki POAŞ, OPET, SHELL istasyonlarında 4 TL iken orada 3.72 idi. Fişte Adıyaman V.D. yazıyordu. Oysa bulunduğumuz yer Güneydoğu bölgemizin 600 km. kadar uzağındaydı. Yine başka bir markanın Batı Karadeniz’deki bayilerinden birinden ucuz mazot aldım. Fişte yine Güneydoğu’daki illerimizden birinin adı yazıyordu. Neden bu kadar ucuz diye işkillendim. (...) Tek çözüm hükümetin
ÖTV ve KDV’yi indirmesi ve yakıt kaçakçılığını tavizsiz takip ederek ağır yaptırımlar uygulaması. Aksi halde
satıcı hangi bölgeden olursa olsun,
dürüst, temiz iş yaptığında mağdur oluyor.”
Günün sorusu
Erdal Koca MHP’nin nasıl kapatılabileceği konusunda akıl veren “Başbakan’ın uçağındaki o gazeteci”ye soruyor:
“Batasuna, ETA’nın siyasi uzantısıydı. İspanya bu parti hakkında gereğini yaptı. Şimdi kimse Batasuna ismini ağzına dahi alamıyor, üyeleri devlet güçlerinden köşe bucak kaçıyor. BDP de PeKaKa nın siyasi uzantısıydı. AKP’ye onu da hatırlatıp hesap sormasını istediniz mi? Hani bunlara göz yumanları, Allah da millet de affetmezdi?”
“Fitne” adres tarifi
Sıradaki Başkent’te hizmet veren T.C. Ziraat bankalarından birinin müdüründen... “T.C.”nin silinmesine tepki gösterenleri “fitneci” ilan eden Egemen Bağış’a hitaben, kısa ve net yazmış:
“Fitne arayanlar Şemdinli’ye kadar gitmesinler... T.C. Ziraat Bankası resmi sitesine baksınlar... Söz gelimi yeni tadilat gören Toprak, Ulus Şubelerine baksınlar yeter! Yormayalım kendilerini.”
Sihirli cümle; “Gereğini yapın!”
Bu mektup da, köşemizin düzenli takipçileri için artık tanıdık hale gelen bir isimden. 28 Şubat davası tutuklusu olarak Sincan Cezaevi’nde bulunan emekli sosyolog Albay Alican Türk’ten:
“Sn. Başbakan Milliyet yazarı Hasan Cemal’in işine son verilmesinin kendisiyle ilgisi olmadığını, ayrıca geçmişte de Uğur Dündar, Emin Çölaşan gibi isimlerin de gazetelerinden ayrılmasında bir dahlinin olmadığını belirtmiş.
Doğrudur!.. Sayın Başbakan’ın kalkıp da ” şu gazetenin sahibine söyleyin de şu şu kişileri gazeteden çıkartsın! “ şeklinde bir talimat vermediğine ve vermeyeceğine eminim! Ağzından isim çıkmaz, çıkmamıştır. (Akif Beki’nin bir istisna olduğunu düşünüyorum.)
Büyük adamların bu gibi durumlarda memnuniyetsizliklerini beden dili ile ortaya koyup -örneğin yüzlerini ekşitip- sadece şu sözü söylemeleri yeterlidir:
- Gereğini yapın!
Sihirli cümledir bu... Her zaman ve her konu için geçerlidir. Yargılamalar için bile...
İşin ilginci, ”gereği“ derken neyin kastedildiğine ilişkin mesaj ilgilisine “telepatik” olarak aktarılır.
Ve ilgilileri de gereğini yapar.”
Bu sirk Anadolu'da gişe yapmaz
Selcan TAŞÇI
Bugünler; bizim kadar sizin de ne düşündüğünüzün, ne dediğinizin, ne istediğinizin anlatılması, anlaşılması, “var olmadığı” iddia edilen “milli” tepkinin yayılması gereken günler. Dolayısıyla her zamankinden daha fazla yer açmak gerektiğine inanıyorum sizin satırlarınıza.
Kaynak:Yeniçağ Gazetesi