Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Türk Milliyetçiliğinin ikinci lideri olan Alpaslan Türkeş'i vefatının 21. yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.

Şu an mezarından kalkıp MHP nin halini görsen eminim kahrından ölürdün ve ''Ben bu partiyi Türk düşmanlarıyla ittifak kurun diye mi emanet ettim'' derdin.

MHP yi sarayın hizmetçisi konumuna düşürüp Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyenlerle ittifak yapanlar bugün Türkeş’in mezarına hangi yüzle gideceksiniz merak ediyorum.
 
Mezarının başında nasıl vicdan rahatlığıyla ‘’Bıraktığın mirasa sahip çıktık. Davan davamızdır’’ diyeceksiniz.
 
Sayın Alpaslan Türkeş, vefat ettiğinde MHP nin aldığı oy oranı bugün aldığı oyun yarısı kadardı ama Türk siyasetinde MHP nin bir ağırlığı vardı. Türkeş konuştuğunda herkes ağzından çıkacak cümleye bakardı. Türk siyasetinde bir Türkeş gerçeği vardı.
 
Şimdi ne var söyler misiniz? MHP nin siyasette ne ağırlığı kaldı?
 
Seneye 50. Yılını kutlayacak olan MHP, sayenizde 50. Yılında Cumhurbaşkanı adayı olmayan, iddiasız bir parti olarak seçime girecek.
 
Sayın Türkeş, % 3 oy aldığı dönemde bile ülke yönetimine talipken sizler %11 oy almış bir partiyi ‘’iktidarı desteklemekten başka vasfı olmayan yancı bir parti’’ konumuna düşürdünüz.
 
Evet, cevap verin. Bugün Türkeş’in mezarına gidip ne diyeceksiniz?
 
Başbuğum senin savunduğun parlamenter sistemden vazgeçtik diyebilecek misiniz?
 
Utanmayın, söyleyin. Ar duvarını çoktan aştınız zaten. Bizlere söylediğiniz gibi başbuğa da ‘’Devletin bekası için yaptık’’ dersiniz.
 
Türk Milliyetçiliğine en ağır hakaretleri eden, feto denilen ihanet örgütünü başımıza bela eden, PKK ile çözüm süreci yürüten Atatürk ve Türklük düşmanlarıyla devletin bekasını nasıl kurtaracaksınız onu da bir zahmet açıklarsınız.
 
Alpaslan Türkeş vefat ettiğinde ülkücülüğün bir şerefi, ağırlığı vardı.
 
Siz bu ağırlığı yok etmek için her şeyi yaptınız.
 
Size direnen kim varsa hain dediniz, partiden ihraç ettiniz. Sonra da yeni parti kurulunca ‘’Ülkücülük sadece MHP de olur’’ diyerek tüy diktiniz.
 
Yeni parti kurmayıp ne yapacaktık? Sizin çıkar ittifakınıza sessiz kalıp köşemizde oturacak mıydık?
 
Bozkurt’un karakterinde biat etmek yoktur. Sürü psikolojisi yoktur. Biat eden koyundur. Bizler de koyun değiliz beyler!
 
Bize yeni parti kurmak dışında bir yol bırakmadınız. Çünkü bizler Türk düşmanlarıyla ittifak yapan bir siyasi oluşumun içinde olamayız. İdeolojimiz partimizden önce gelir. Bizler önce Türk Milliyetçisiyiz
 
Siz ise Türk Milliyetçisi değil liderci ve particisiniz. Siyasi ikbaliniz için Türkeş’in mirasından, Parlamenter sistemden vazgeçtiniz.
 
Türkeş, mezarından kalksa yakanıza yapışacağını çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen mezarını utanmadan sıkılmadan ziyarete kapattırıyorsunuz.
 
Asıl sizlerin Türkeş’in mezarından uzak durması gerekiyor. Uğruna işkence gördüğü, çile çektiği partisini tanınmayacak hale getirdiniz.
 
Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hiç mi ‘’Bizim niye Cumhurbaşkanı adayımız yok? Biz nasıl bu kadar pasif olduk’’ diye utanmıyorsunuz?
 
Bizler sizin yerinize de utanıyoruz. Vicdan azabı duyuyoruz. Keşke gerçek yüzünüzü daha önce görüp Türkeş’in mirasına sahip çıkabilseydik ama olmadı.
 
Ancak hiçbir şey bitmedi. Bizler Türk Milliyetçileri olarak dün nerede duruyorsak bugün de aynı yerde durup mücadelemize İYİ insanlarla devam ediyoruz.
 
Türk Milletini ve Türk Milliyetçiliğini ne kızıl Komünistlere, ne yeşil Komünist İslamcılara ne de Türk düşmanlarıyla ittifak yapan işbirlikçilere ezdirmeyiz.

Barış Atagün