Şimdi konuyu edebiyattan tamamen soyutlayarak bir kez daha vurgulamak gerektiğine inanıyorum.
"Kaza"nın önemini ben ilk kez, yüksek lisans tezime
Siyasiler masa başında planlarını haritalar veya listeler üzerinden yaparlar ancak haritalar
Biz ilin haritasına baktığınız zaman orada o ilde yaşayan insanları hayal ederiz. Oysa baktığınız alanın % 97'si dağlar, ovalar ve boş topraklardır. İnsanlar, merkez ilçe de dâhil olmak üzere ilçelerde ve köylerde yaşamaktadır. Devletin vatandaşla temas noktası ise adliye, maliye ve askeriye kurumlarının tanzim edildiği "ilçe"lerdir.
Bu konunun tarihi derinliği, günümüzden 9.000 yıl öncesine kadar gider. İnsanlar, Cilalı Taş Devrinde avcılıktan tarıma geçerek ilk köyleri kurmaya
Bir siyasi teşkilat, seçim kampanyası boyunca bir süredir 16.033'ü kağıt üzerinde "mahalle" olan 34.247 köye tek tek ve yeterince ulaşamayacağına göre 919 ilçeye sağlam bir şekilde yüklenmelidir.
Bin yıldır devletin asker ve vergi topladığı, adalet dağıttığı son nokta, devletin "kadı"lar vasıtasıyla tezahür ettiği "kazalar" yani ilçelerdir. İlçe, devletin vatandaşla, vatandaşın siyasetle temas noktasıdır.
Halkla ilişkiler açısından bu
İlçelerde faaliyet yoksa
Büyük metropollerin, Ankara'nın, İstanbul'un, İzmir'in, Tekirdağ ve Çanakkale gibi birer "merkez ilçesi" bile yoktur. Büyükşehir kavramıyla, büyük illerin "metropolitan ilçelere" taksim edildiği
AKP'nin uzayan hegemonyasının mimarı, tek başına dış etkenler veya Erdoğan değildir. Kolaycı soldan bulaşan "koyun edebiyatı" yanıltıcıdır. Bu partinin zamanla tesadüfi olmaktan çıkan başarısının sırlarını, bir süpermarketin "Halkla ilişkiler ofisi" hatta idari "çözüm ortağı" gibi
İlçe Başkanları, Osmanlı kadıları gibi, aktif, otoriter, tam yetkili ve kısmen dokunulmaz olmadıkça kültürel dokumuzla uyumlu ve başarılı bir
Türk töresinden ve örfünden beslenen geleneksel Ülkücü teşkilat kültüründeki birinci başkanın lideri temsil eden karizmatik ağırlığı sabit kalmak suretiyle İlçe başkanları, daha pratik ve hareketli ikinci başkanlar gibi aktif olmalıdır. Bu algı sistematiğini ve fedakârlığı da ancak Ocak kültürü almış veya bu terbiyeye aşina gençlerde bulabiliriz.
Burada Ülkü Ocaklarının iki temel görevi üstlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır:
1- Ülkücü gençleri, yeteneklerine uygun olarak devlet kadrolarına ve iş hayatına hazırlamak.
2- Siyasi kabiliyeti olan Ocak başkanlarını bilinçli olarak parti ilçe başkanlıklarına hazırlamak…
Ocak başkanları, böylece sicil kaygısı da taşıyarak halkla ilişkiler pratiği yapacak, muhtemelen "Parti Siyaset ve Liderlik Eğitimi" de alarak geleceğe hazırlanacaklardır.
Bu sistem, ekipleşmeye ve ömrünün en güzel yıllarını vatana vakfetmiş gençlerimizin görevden ayrıldıkları zaman boşluğa düşmelerine de mani olacaktır.
Eğer İstanbul'un 39, Ankara'nın 25, İzmir'in 30, Bursa'nın 17, Antalya'nın 19 ilçesi varsa ve 120 İlçe Başkanıyla
Sözü fazla uzatmadan ifade etmek gerekir ki…
Milliyetçi siyasetin geleceği ilçelerdedir.