Açıkçası haberi duyduğumda hiç şaşırmadım. Çünkü Arapların, geçmişten gelen Türk düşmanlığını iyi bildiğim için bir Arap bakanın Fahrettin Paşa’ya hakaret etmesi normal fakat yıllardır Araplara toz kondurmayan, sözde Araplarla beraber İslam birliğini kuracaklarını hayal edenler çok büyük hayal kırıklığına uğradılar.
Bizim İslamcı kesimin gözünde Arapların yeri her zaman farklı olmuştur. Onlara hiç toz kondurmazlar. Araplar bize ihanet etti diyenlere din düşmanı gözüyle bakarlar. Çünkü onlara göre Araplar bize ihanet etti diyenler bunu İslam düşmanlığı yüzünden söylemektedirler. İslamcı kesim için İslam’ın 6. Şartı Arapları sevmektir. Onlara göre Arapları sevmeyen İslam’ı da sevmiyor demektir.
Bu sapkın bakış açısı Osmanlı’dan miras kaldı. Osmanlı zamanında da Araplar kavm-i necip yani temiz ırk olarak görülüyordu. Mekke emirliğinin herkesten ayrıcalığı vardı. Her yıl hac döneminde Surre alayları düzenlenerek kıymetli altınlar hediye edilirdi ve bu topraklardan vergi alınmazdı.
Osmanlı’nın yüzyıllarca şımarttığı, vergi bile almadığı, Kâbe’yi emanet ettiği Araplar 1. Dünya savaşında ne yaptılar dersiniz?
Padişah, tüm Müslümanları cihada davet ederken Mekke Emiri Şerif Hüseyin, Osmanlı’nın güçsüzlüğünü fırsat bilip İngilizlerle iş birliği yaptı. Osmanlı’ya ihanet edip bağımsız bir devlet kurma hayalleri kurdu. Kısacası Padişahın cihad emrine kutsal toprakların Emiri, sözde peygamberin soyundan geldiği için şerif unvanı taşıyan Şerif Hüseyin bile uymadı.
Tarihe Çöl kaplanı olarak geçen Fahrettin Paşa, Medine’yi işte bu Şerif Hüseyin isimli hainin askerlerine karşı savundu. Sözde bizimle aynı Allaha, kitaba, peygambere inanan Araplar, İngilizlerle iş birliği yaparak bizimle savaşıyorlardı.
Bunun adı ihanet değil de nedir? Hiç lafı eğip bükmeye gerek yok. Yok, efendim orduda Arap askerler de varmış bizimle savaşmışlar diyerek tarihi çarpıtmayın.
Aynı yorumu Ermeniler için yapıyor musunuz? HAYIR
Doğuda Ermeni çetecileri kadınlarımıza tecavüz edip çoluk çocuk demeden katliam yaparken Osmanlı ordusunda savaşan Ermeni askerler, paşalar vardı ama ben hiçbir İslamcının Ermenileri Araplar gibi savunduğunu görmedim.
Sizlerin toz kondurmadığınız Araplar işte bu…
100 yıl önce boyunduruğumuz altında yaşan bir Arap çıkıp Medine’yi düşmana teslim etmeyen Fahrettin Paşa’ya ve Türk milletine hırsız deme küstahlığını gösteriyor.
Şaşırmayın… Yıllardır uyuduğunuz uykudan uyanın… Araplar için bizler yüzyıllarca onların topraklarını işgal eden işgalcileriz. Halifeliği onlardan çaldığımızı düşünüyorlar. Çünkü Araplar için halife ancak Kureyş kabilesinden bir Arap olabilir. Bu yüzden Türklerin halifeliğini kabul etmediler ve Osmanlı’ya Yunanlardan, Sırplardan önce 18. Yüzyılda isyan ettiler.
Arapların bize bakış açısını anlayamayanlar için bir örnek vermek istiyorum.
Mekke amiri Şerif Hüseyin’in oğlu Ürdün kralı Abdullah anılarını yazdı. Kitabın adı ‘’Osmanlı’ya neden isyan ettik?’’ Yani Arap bile isyan ettiğini kabul ediyor. Bizim İslamcılar kabul etmiyorlar. Trajikomik bir durum
Kral Abdullah, anılarında Türkler hakkında şöyle yazıyor:
“Namaz bizim namazımızdı, Kitap bizim Kitabımızdı. Şahadet kelimesi dinimizin esası, zekât vergimiz, oruç perhizimizdi ve hac bizim memlekette yapılıyordu ama başımızdakiler daha okuduklarının anlamını bile bilmiyorlardı. Bir Arap âlim, doğru dürüst Arapça bilmeyen, herhangi bir fıkıh kitabını okumamış kişinin arkasında saf tutmaya mecbur bırakılırdı. İşte böyle varlık içinde yokluk, yokluk içerisinde varlık söz konusuydu. Bizler üstün olduğumuz halde hakir görülürken, hakir görülmesi gerekenler tepemize çıkıyor…” (1)
Kral Abdullah’ın yukarıdaki cümleleri Arapların bizlere karşı hissettiklerinin özetidir. Arapları üstün ırk olarak gören Kral Abdullah, neden bize isyan ettiklerini ise şöyle açıklıyor:
‘’Arap demek Müslüman demektir. Eski şaşaalı günlerine kavuşmak, hakları olan hilafeti geri kazanmak onların boynuna borçtu. Büyük Kurtarıcının (Şerif Hüseyin), yanındaki ileri gelen Hicazlılarla birlikte gerçekleştirdiği, âlimlerin desteklediği ve Suriye ile Irak’ın da katıldığı son Arap Ayaklanması [1916], İslâm’ı savunmak maksadıyla yapılmış haklı bir kıyamdı. Arapların amacı, Allah tarafından kendilerine verilen bir makamı geri almaktı. Allah şöyle buyurmuyor mu? Sizler, insanlığa iyiliği emredip kötülüğü yasaklamak için yaratılmış en hayırlı ümmetsiniz (Al-i İmran 3/110)’’ (2)
Kral Abdullah’ın düşünceleri Arap milliyetçiliğini ve bizim hakkımızda nasıl düşündüklerini göstermektedir. Bugün bir Arap Dış İşleri Bakanı bizim tarihimize dil uzatıp Medine’yi savunan Fahrettin Paşa’ya hırsız diyorsa bunun nedeni Kral Abdullah ile aynı zihniyete sahip olmasıdır.
Bayrağını bile İngilizlerin çizdiği kukla bir devletin bakanına biraz tarih dersi vermek gerekiyor.
Fahrettin Paşa, kutsal emanetleri çalmadı. Bize ait olanı hilafetin başkenti olan İstanbul’a getirdi. Eğer Fahrettin Paşa bunu yapmasaydı sizler bu emanetleri İngilizlere satacaktınız.
Asıl yağmacı olan sizlersiniz. İngilizler, Çanakkale’den geçmeye çalışıp Osmanlı’yı yıkmak isterken, siz yüz binlerce Müslüman’ın katili İngilizlerin süslü vaatlerine kanıp bize karşı savaştınız. Bizim atalarımız İngilizlere karşı savaşırken sizin atalarınız İngilizlere uşaklık yapıyordu
Bayrağınızı sınırlarınızı çizip elinize verdiler. İngiliz kuklası bir devletin bakanının Fahrettin Paşa’ya hakaret etmek haddine değildir.
Bu tarihi gerçekler Abdullah bin Zayed’e anlatılmalı ve yerini sınırını bilmelidir.
Abdullah bin Zayed’in bu küstahlığının dışında kendisine sözde tarihçi, muhafazakâr, Osmanlı sevdalısı diyen bir sözde tarihçinin bu hakarete sahip çıktığını görmek ise ayrı bir rezalettir.
Yıllardır, TV kanallarında kendini Osmanlıcı gibi gösteren bu sözde tarihçiye göre Fahrettin Paşa İngilizlerle değil Müslüman Araplarla savaşmış ve hırsızmış.
Biz de bu sözde tarihçiye bir soru soralım.
Fahrettin Paşa neden Araplarla savaştı? Cevap basit. İngilizlerle birlik oldukları için…
Müslümanlık bu mudur söyleyin Arap sevicisi sözde tarihçi? İşinize gelince Atatürk hilafeti yıktı dersiniz ama halifeye isyan eden Şerif Hüseyin’e sahip çıkarsınız.
Bu nasıl muhafazakârlık? Bu nasıl Osmanlı sevgisi?
Muhafazakâr kesimde değerli bir tarihi şahsiyet olan Fahrettin Paşa’ya hırsız diyen birisi ne muhafazakârdır ne de Osmanlıcıdır. Eğer bu hakareti sol görüşlü bir tarihçi yapmış olsaydı linç edilirdi
Milli duruş lafla değil icraatla olur. Türk milletine hakaret eden bu küstah bakana ve onu destekleyen kim varsa hak ettiği karşılık verilmelidir.
Biz Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur derken boş bir slogan söylemiyoruz. Gerçeği söylüyoruz. Yaşadığımız şu coğrafyada gerçekten bize bizden başka dost yok.
30 yıldan fazladır PKK terörüyle uğraşıyoruz. Hangi Arap devleti yardım etti? Desteği bırak PKK ya destek verdiler.
Bu mudur din kardeşliği? Bunlarla mı İslam Birliğini kuracaksınız?
Artık uykudan uyanma zamanı geldi. Hayalleri bırakıp gerçeklerle yüzleşin.
Barış ATAGÜN
KAYNAKLAR
1- Kral Abdullah – Biz Osmanlı’ya Neden İsyan Ettik Klasik Yayınları 9. Baskı s.17
2- Abdullah a.g.e. s.16