’Ee o zaman ne diye yeni bir halmiş gibi yayınlıyorsunuz’derseniz;
İfşa için.
Bir de ikaz; Fırat’ın toprağı kurumadan yeni
Yusuf’ların, Ruhi’lerin, Dursun’larınki ıslanmasın diye gözyaşlarımızla!
İlk fotoğraf dün İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde toplanan bir grup öğrenci kılıklı militanın, fakülte girişine serdiği afiş:
“Selam olsun Ege’yi faşizme dar eden yoldaşlara!”
Fırat’ın katillerine “PKK’lı” deyince kimileri -katilin PKK’lı olmayanından olunca, cinayet meşru sayılabilirmiş gibi- çok darılıyorlar ya, soruyorum şimdi onlara:
Bu afişten fışkıran nefreti savunuyor musunuz?
Yarın -Allah göstermesin- İstanbul Üniversitesi karışır/karıştırılırsa, Fırat’ı katledenleri kendisine “yoldaş” eylemiş bu grubu mu savunacaksınız “faşistler sol görüşlü öğrencilere saldırdı” klişenizle?
Bu mudur “sol”, bu mudur “sosyalizm”, bu mudur “demokratlık” ;
Bir cinayeti selamlıyorlar, cinayeti!
Video görüntüleri var; yay gibi gerilmiş bir milletin yasının üzerinde, tahrik dilinde halay çekiyorlar! Biz kan kusup kızılcık şerbeti içtik derken bir can daha yanmasın diye; birileri soğukkanlılığımızı tekmeliyor kampüsünüzde!
Sonra Fen-Edebiyat Fakültesi avlusundaki o paçavra ne?
İstanbul Üniversitesi’nin -eğer kaldıysa- iktidar partisinin kapısında milletvekili kuyruğunda olmayan yöneticilerine sesleniyorum:
İndirin o paçavrayı!
O şadırvanın üzerinden almak değil kastettiğim; üniversitenin ne duvarında, ne kapısında, ne camında, ne amfisinde dalgalandırmayın terör unsurlarını! Okula sokmayın!
Eğer kaldıysa Cumhuriyet’in savcılarına sesleniyorum:
Suçu övmek, suçluyu övmek de bir suçsa eğer hâlâ, Ege Üniversitesi’nde düzenlenen terör saldırısını ve açtığı yara ülkenin dört bir yanında kanayan katliamı öven, gençleri yenilerine özendirenler hakkında işlem yapın!
Ve medyaya sesleniyorum:
Yeter artık “sol görüşlü” deyip de perdelemeyin; indirin maskelerini, herkes görsün kanlı ellerini/emellerini!
Yoksa hiçbiriniz ödeyemezsiniz vebalini!