TBMM Başkanı seçiminden itibaren “bir kesim” için meşruiyetin ön şartı “MHP’ye sallamak” oldu.
Ama bu konjonktür bile, sırf zemin müsait diye neredeyse yarım asırlık bir siyasi kurum ve onun temsil ettiği fikir sistemini engizisyon usulü infaz hakkı vermez kimseye!
* * *
“Ülkücü hareketin kitabını yazdığı” referansıyla konuşan bir gazeteci şunu diyebildi dün:
- Faşizm MHP’nin fıtratında var...
- MHP faşizan özüne dönüp dönmeme ikilemi yaşıyor...
- AKP genetiğiyle, MHP genetiği arasında çok büyük fark yok!
* * *
Var dostum var;
AKP genetiğiyle MHP genetiği arasında pek büyük bir fark var.
AKP’nin doğum belgesini azıcık incelersen, onu Türk siyasetinin rahmine düşüren gen bankasının, Türkçülüğü bölücülükle eş değer tutan Hürriyet ve İtilaf Fırkası olduğunu görüverirsin;
Damat Ferit, Said Molla, Ali Kemal’dir AKP’nin asıl “kurucu dedeleri”!
MHP ise bu İngiliz muhibbi kadronun “kurulmasın” diye çırpındığı Cumhuriyeti kuran iradenin temsilcisi;
Türk Milliyetçisi!
Bilge Kağan, Ziya Gökalp yani “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim” diyen Atatürk’ün “fikirlerinin babaları” MHP’nin “kurucu dedeleri”!
Al sana farkların efendisi!
Nereden sanıyorsunuz bu her nevi yolsuzluğa, hırsızlığa, kul hakkını gaspa, israfa, zulme “Cuma hutbesiyle kılıf” uydurma geleneği;
İlham kaynakları Mustafa Sabri Efendi, Dürrizade Abdullah Efendi!
MHP mi?
Bu “Efendi(!)”lerin “padişaha özel” fetvalarıyla katledilmelerine ferman buyrulduktan sonra kelle koltukta “Kurtuluş Savaşı”na girişenlerin safında bu hikayede Türk Milliyetçileri!
AKP’nin fıtratında Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey için özel yetkili Nemrut Mustafa Divan’ları kurmak var;
MHP’ninkinde heykelini dikmek “Millî Şehit” Kemal Bey’in!
* * *
Dönem dönem pratiğine dönük eleştiriler geliştirebilir; hatasızlık ihtimali neredeyse bulunmayan “insan” nihayetinde siyasetin yürütme organı. Ve fakat mevzu teorisine, özüne, nüvesine, kaynağına dönük hükme gelirse en basit izah klişesiyle;
AKP’nin fıtratında Sevr, MHP’ninkinde Samsun, Havza, Amasya, Erzurum, Sivas var!
AKP’nin fıtratında Madımak, MHP’ninkinde yapılan toplum mühendisliğinin aksine ne Çorum, ne Maraş; Hacı Bektaş var!
* * *
MHP’nin “özü”nün “faşizan” olduğu savunan gazetecinin bir cümle sonra TSK’ya “Cumhuriyet’in ordusu olmak istiyorsa, Yusuf Akçura’dan feyiz almasını” tavsiye etmesi, kabul etmeliyim gülümsetti; ironikti!
Malum Akçura hem Türkçülüğün, hem de Ülkücü Hareket’in yolbaşçısı kabul ettiği fikir önderlerinden biri!
Cehaletin böylesi, bir “aydın”ı, MHP’nin “Padişah’ın aksi emrine rağmen istilacılara karşı direnişe geçen milliyetçilerin öldürülmeleri caiz olmakla kalmayıp hatta her Müslümanın dini görevidir” fetvacılarının genetiğine sahip olduğunu iddia noktasına getireni, ancak tahsille mümkün oluyor demek ki!
* * *
MHP avukatlığı niyetinde değilim; benim işim değil.
Ama bir Türk Milliyetçisi olarak şu kadarını söylemek görevim;
HDP’yi “flu görmek”, HDP’ye oy veren altı milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına hakaret madem; madem onları da bölücü, terör örgütü uzantısı, hain varsaymak anlamına gelir böyle bir ifade;
Ee bu ne?
MHP’yi “flu” bile değil hani şu lunaparklardaki içbükey, dışbükey, büklümbükey distorsiyon/tahrif etkili ayna tutulmuş halde görmek/göstermek ne oluyor;
Yedi buçuk milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına hakaret değil mi!
Şu soğuk savaş kafası, saplantısı bir bitmedi!
Ayıplıyorum.