Hem ne gol... “Doksandan”; fileleri deldi geçti.
***
En“anlamlı” desteği IMF ve ABD’den aldı ama “olsun”du;
O...
“O bir radikal solcu”, “o bir sosyalist”ti;
Neredeyse “komünist” bile!
Ah bir küreselleşmemiş olsa dünya; büyüyünce Robin Hood olacaktı ama;
“Kahrolsun global ekonomi!”
***
O bir hümanistti...
Bir sevgi pıtırcığı; biraz Polyanna, biraz Heidi!
Kırmızı Başlıklı Kız gibi naifliği;
Ve de -madem masallarla araladık perdeyi- başta bizim yamanacak kapı arayan kronik dönmeler olmak üzere komşunun bitli tavuğunu kaz gören zihniyetin beyaz atlı prensi;
Obama’nın Micheal Jackson sendromu geçiren hali!
***
“Geleneği bozmadı” ve ilk ziyaretini Güney Kıbrıs’a yaptı ama “ne olmuş”tu yani;
O yine de “tam bir yenilikçi”ydi!
İlk temaslarından biri Rum papaz(!) Başpiskopos 2. Hrisostomos’laydı ama, “ucundan acık” yani, sayılmaz, o bir dibine kadar laik ve de bonus olarak ateist ki; dinî yemin etmedi...
***
Sınır dediğin ne ki toprak ne;
“Balıkların” zaten Ege de...
Bırak bu emperyalizm iş birlikçisi faşist düzen söylemlerini; “milliyetçilik” bitti!
O...
O bir dünya vatandaşı!
Derken...
O-oo; -sen Çanakkale’de şehitlik yasağı koy milletine- “hatırası önünde saygıyla eğildiği” ilk adres “Enosis”çi Makarios’un anıtı oldu iyi mi!
Rüyanın en güzel yerinde kulak zarını patlatan çalar saat gibiydi sözleri:
- Helenizm yükselmeli...
- Kıbrıs’ta tek devlet...
- Kıbrıs’taki Türk (Türkiye Cumhuriyeti) varlığı egemenlik haklarının ihlali...
***
İşte bu ülkenin kendini Avrupa solu ile özdeşleşme sevdalısı sosyalistinden Amerikancı liberaline, ufku Araplaşmış muhafazakârından, bir kısım NATO kafalı “milliyetçi(!)”sine ideolojik taraf beyan eden aydın(!)larının anlayamadığı bu;
Her şey olabilir insan;
“Kimliksizlik” dayatmaz insana, “kişiliksizlik” dayatmaz bu ideolojilerin hiçbiri!
“Başkalaşma” gerektirmez;
İdealizm, “milli çıkarları” gözetmeyerek kanıtlanmaz;
Sen, sen kalarak da, doğduğun, doyduğun toprağa ihanet etmeden de sosyalist olabilirsin pekala... Köklerine nefret beslemeden liberal takılabilirsin... Devlet düşmanı olmadan da muhafazakâr bir hayat sürebilirsin...
Düşünsenize Türkiye’de sol jargonla sahne almış bir siyasetçinin Türkistan’a gidip “Turan” dediğini!
Yahut “Milli Görüş”çü bir siyasetçinin Atatürk-Cumhuriyet değerlerini canı gönülden sahiplendiğini!
***
Dilerim, şu çok tabu yıkıcı -açılımlar abidesi-barış kişisi- Olympos’tan fakir insanoğlu seviyesine inen son Tanrı(!) Çipras’ın, üstelik de başka bir millete-devlete düşmanlık üzerine şekillenmiş olduğunu bildiği halde “devlet geleneğini(!)” terk etmeyişinden payına düşen dersi alanlar olmuştur aramızda!