YAŞAM

Söyleyeceklerim bu kadar! Çuvaldız !!!

Elbette ki hiç kimse benim gibi düşünmek zorunda değil, mevcut hâl ile ilgili olarak benim yaptığım tesbitlere katılmak yada değerlendirmelerime iştirak etmek, öngörülerimi de onaylamak mecburiyetinde değildir ama, benim mevcut hâl ile ilgili olarak ortaya koyduğum bütün tesbitleri yanlışlama, yaptığım tüm değerlendirmelerimi boşa düşürme, öngörülerimi de isâbetsiz kılma zorunluluğu ve mecburiyetleri vardır, aksi hâl de beni tasdik etmek onur sahibi insanlar olarak ahlâki de bir gerekliliktir..

Elbette ki hiç kimse benim gibi düşünmek zorunda değil, mevcut hâl ile ilgili olarak benim yaptığım tesbitlere katılmak yada değerlendirmelerime iştirak etmek, öngörülerimi de onaylamak mecburiyetinde değildir ama, benim mevcut hâl ile ilgili olarak ortaya koyduğum bütün tesbitleri yanlışlama, yaptığım tüm değerlendirmelerimi boşa düşürme, öngörülerimi de isâbetsiz kılma zorunluluğu ve mecburiyetleri vardır, aksi hâl de beni tasdik etmek onur sahibi insanlar olarak ahlâki de bir gerekliliktir..

Din, dini salt ulu yaratıcı Tanrı'ya bağlanma yolu olarak kabul eden samimi dindarların dışında, dini maişet temini için geçim kapısı ve ekmek teknesi olarak gören din taciri simsarların elinde, din eksenli siyasetin ele geçirdiği siyasi iktidar sayesinde artık ultra zengin olma ve servet edinme metaı hâline getirilmiştir..
Ülkede ki Tarikâtların yada Cemaâtlerin sahip oldukları servetlere bakıldığında bu gerçeği görmemek  imkânsızdır, her biri devasa ekonomik bir işletmeye dönmüş bulunan Tarikât ve Cemaâtlerin kontrol ve denetimi altında ki parasal güç dudak uçuklatan seviyelere kadar da yükselmiş bulunmaktadır..

Paraya sahip olan ve hükmeden her şeye de sahip olur ve hükmeder temel anlayışına sahip Liberal Kapitalist felsefenin egemen olduğu Tarikât ve Cemaâtlerin, dini ticari bir malzeme olarak istismar etmesine göz yumanların, devleti yıkmak ve yerine de kendi anlayışlarını ihtivâ eden bir yapıyı kurmak niyetlerinin bulunduğu da görmezden gelinemez..

Tarikât ve cemaâtlerin dışa bağımlı birer organizasyon oldukları düşünüldüğünde, ülkenin ikbâl ve istikbâlinin büyük tehlike içerisinde bulunduğu gerçeği yadsınamaz, nitekim bu Tarikât ve Cemaâtlerden birisinin gerçek yüzü ve niyeti 15.Temmuz kalkışması ile görülmüştür..

Ülkeyi ele geçirmek ve emperyalizme teslim etmek maksadıyla teşebbüs ettiği 15.Temmuz kalkışmasında başarılı olamayan ve tasfiye edilen cemaatten boşalan yere derhal yeni bir Tarikâtın geldiğini görmezden gelmek ülkeye, devlete ve millete katmerli bir ihânet olarak görülmeli ve öyle de nitelendirilmelidir..
Şimdi benim yaptığım tesbitlerin yanlış olduğunu, değerlendirmelerimin doğru olmadığını, öngörülerimin de isâbetsiz olduğunu söyleyebilir misiniz.?

SÖYLECEKLERİM BU KADAR.!!!
Bekir Gül