Gecenin, sağlam 5 saati Devlet Bey sohbetiyle geçti.
Bunun sebebi, biraz da Sayın Bahçeli'nin kendisini "evinde" hissetmesiydi.
Gazililerin bir kısmı okul arkadaşı, bir kısmı da Raşit Doğan Enhoş gibi öğrencisiydi.
Bolu Tünelinin Doğu çıkışındaki tesislerin kurucu CEO'su, 46. iftarın ev sahibiydi.
Çankaya yokuşunun ağır yükle çıkılamayacağını anlattı Devlet Bey bir ara...
Sonra Mamaklarla, iç ve dış şeytani oyunlarla sürekli törpülenen özgüveni…
Zikzaklarla sürdürülen iktidar umutlarını…
Yitirilen altın zamanı, kaybolan hayatları…
Bu 3-4 saatlik semineri, bütün Türkiye'nin, en azından tüm Ülkücülerin, dinlemesini isterdim.
Bence aramızda bir tane bile "Devlet bey karşıtı" kalmazdı!
Hepimiz iktidara odaklanır; işimize gücümüze bakardık.
Şimdi de yapmamız gereken budur.
Siperde kavga olmaz.
"Maşallah" Dedikleri…
Bir zamanlar bu millet, çok dinlerdi kendisini!..
Niye dinlerdi?
Bir tarafta Erbakan'ın havari kılıklı bilenmiş hatipleri…
Bir tarafta jakoben saltanatın cahil laikleri...
Gülümseyen bir adam, öfke nöbetçilerinin arasından makul şeyler konuşurdu.
Millet de dinlerdi.
Hulki Cevizoğlu geçen gün baktım… "Fırında kalorifer böceği bulmuş zabıta" gibi konuşuyor.
Elinde bir dergi, isimlerin altı çizilmiş, üstü boyanmış...
Ekranda gelgitler, yazı büyütmeler filan...
Sanki Wikileaks belgesinden skandal anlatıyor.
"Oy vermek isteyenlerin daha yakından tanıması için" diyor…
Ne olmuş?
"Atatürkçü olduğu söylenen bir ekip tarafından yönetilen CHP'nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu..."
Eee?
"Atatürk düşmanı" Mustafa Armağan'ın yönettiği bir derginin Danışma Kurulu Üyesiymiş.
"Uğur Dündar iyi dinlesin" diyor.
Sanki "vurun kahpeye" filmini tersten başlatmışlar…
"Sakallılar yokuş yukarı kaçıyor."
Sanki Hulki bey haklı çıksa memleket kurtulacak!..
Hocaların bu tür dergilere hatır için yazdıklarını, kurullarda yer aldıklarını herkes bilir.
Ayrıca, Uğur Derman, Mim Kemal Öke gibi bilim adamları da var o listede...
Neredeyse İlber hoca da olacak…
Mesleki danışmanlık yapılmış olabilir.
Bu durum, adı geçenlerin "siyasi aforozu" için bir karine oluşturmaz.
Üstelik AKP'nin önerisiyle İKÖ Başkanlığı yapmış bir diplomattan bahsediyoruz.
Bir CHP'liden değil…
Bu Atatürkçülük edebiyatı, kusura bakmayın ama; "ilkokul üç" seviyesindedir.
Memleketi "Atatürkçü gibi" durarak değil, "Atatürk gibi" yürüyerek kurtarabilirsiniz.
Bazıları hala 28 Şubat edebiyatıyla "parlamenter sistemi" koruyabileceğini sanıyor!
"Maşallah" dedikleri de üç gün yaşıyor.
Ekmekten Ekin!
"Ekmek için Ekmeleddin" sloganı basit bulunmuş…
Bazıları işi fırına, küreğe, hatta püskevite kadar götürmüşler.
Slogan tartışılabilir; ama bence büyütülecek bir şey yok.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz!..
Kampanya'da "somun ekmek" değil "ek" kökünden türemiş fiilin mastar hali kullanılıyor.
"Ne ekersen onu biçersin"deki "ek-mek…"
Aslında çağrışım yapan başka mastarlara "ayak vermesi" bakımından da bir hayli bereketli…
"Hainlerin köküne kibrit suyu 'dökmek' için Ekmeleddin…"
"Hırsızların ocağına incir ağacı 'dikmek' için Ekmeleddin…"
Memleketin durumuna göre örnekleri çoğaltabiliriz…
Ancak öyle muzır mastarlar var ki!..
Mübarek gün, hiçbiri burada söylenmez.
Ekmel hocam sen yeter ki kazan!..
Bir yakışığını buluruz!
Türkçe'de ek… Oğuz'da kök tükenmez!